Category Archive Ekşi Hamur Mayası

Byadmin

Ekşi Maya İle Mevcut Tariflerin Uygulanması

Elinizdeki her hamur işi tarifinizi, kabartma tozu, hazır maya veya karbonat kullanmadan doğal ekşi hamur mayası ile yapabilirsiniz. Bu şekilde hem sağlıklı hem de geç bayatlayan birbirinden lezzetli hamur işleriniz olur.

Yalnız yılların verdiği el alışkanlığı ile hamur işlerinizi gözü kapalı yaparken ekşi maya ile denediğinizde birkaç farklı deneyim yaşayacağınızı baştan söyleyelim.

Alışkanlıkları kırmak, başlangıçta zor gelse de birkaç denemeden sonra eskisinden çok daha iyi kabaran, ertesi gün sertleşmeyen ve en önemlisi içiniz rahat güvenle ailenize dostlarınıza yedirebileceğiniz leziz hamur işleriniz olur.

EKŞİ MAYA İLE TARİFLERİNİZİ UYGULARKEN DİKKAT ETMENİZ GEREKEN NOKTALAR:

1-      Burada en temel nokta ekşi hamur mayanızın miktarı ve kıvamı olacaktır. Bir kere sağlıklı, tam zamanında beslenmiş ekşi maya hamur işlerinizin kalitesini belirler.

2-      Bir paket kabartma tozu,  bir paket yaş/kuru maya, 1 çay kaşığı karbonat kullandığınız tariflerde bu kabartıcıların yerine 1 su bardağı ekşi maya kullanmanız gerekir.

3- Ekşi hamur mayanızı beslerken kullandığınız un ve su tariflerinizdeki un ve sıvı miktarına ilave olacağı için ölçülerinizde değişiklik yapmanız gerekebilir. Örneğin %100 nemli ekşi mayanızda 1 su bardağı un ve yarım su bardağı su olacağı için bu miktar kadar unu ve suyu az kullanmanız gerekecektir.

4- Tarifinizde ki sıvı oranı önemliyse ekşi mayanızın nem miktarını aşağıdaki gibi değiştirebilirsiniz.

5- Tariflerinizi yapmadan önce ekşi mayanızın aktif olması yani beslenmiş ve kabarmış olması işinizi kolaylaştırır. Buzdolabından çıkarır çıkarmaz yaparsanız çok daha yavaş kabaracaktır.

6- Ekşi maya ile yaptığınız tarifler biraz sabır gerektirir. Alıştığınız gibi kabarması için zaman tanımalısınız. Hamur işlerinizi pişirmeden en az 4 saat kabarma süresi vermeniz gerekir. İdeal oranda kabardığını hamurunuzun üstü göz göz olmasından anlayabilirsiniz.

EKŞİ MAYANIN NEM ORANI

Özellikle kek, pankek , muffin, kurabiye, tart hamuru, bisküvi tariflerinde veya glütensiz un kullanarak yapacağınız tariflerde içindekileri daha iyi bir arada tutabilmesi için ekşi mayanın su oranını düşürmek akıllıca olacaktır.

Ekşi mayadaki nemlilik beslerken kullanacağınız un ve su miktarı ile oynayarak sağlanmaktadır.

Pek çok tarifte %100 nemli ekşi maya kabartıcı olarak kullanılır.

%100 nemli maya; ½ (yarım) su bardağı mevcut ekşi mayanızı,  1 su bardağı un ve ½ (yarım) su bardağı su ile beslemenizle ortaya çıkar.

Ekşi mayanızı bu şekilde besleyip, kabartıp hamurunuzda kullanabilirsiniz. Bardak değil de ağırlık kullanacaksanız eşit ağırlıkta un, su, mayayı karıştırmanız yeterli olur. Yine de bardak ölçüsü daha garantilidir.

Ekmek, börek, bazlama ve poğaça gibi hamur işleri için ideal ekşi maya besleme oranı budur.

%75 nemli ekşi maya için ise; mevcut ekşi mayanızdan yarım su bardağı alarak 1 su bardağı un ve yarım su bardağından biraz az su ile beslemeniz gerekir. Kek, pankek, muffin gibi tariflerinizi daha az nemli ekşi maya ile deneyebilirsiniz. Bu şekilde su oranını düşürerek daha pişkin ve sapır sapır dökülmeyen kekleriniz olur. Ayrıca glütensiz un kullanacaksanız da bu oranla deneyerek size en uygun tarifi yakalayabilirsiniz.

%50 nem ise; ½ su bardağı mevcut ekşi mayanızı, 1 su bardağı un ve ¼ su bardağı su ile beslenmesiyle yapılan ekşi maya kıvamıdır. Tartlar, kekler, simitler için kullanılabilir.

Nem oranıyla oynadığınızda her defasında sonuç biraz daha farklı olacaktır. Her zamanki tariflerinizi ekşi maya ile denemek ilk başta bu tarifleri sanki ilk defa yapıyormuşsunuz hissi verecektir ama bir iki denemeden sonra işin mantığını kavrayıp tüm tarifleri gözü kapalı uygulayabileceksiniz. Unutmayın ki diğer kabartıcıların mazisi çok yeniyken ekşi maya binlerce yıldır kullanılıyor. Aslında Anneannenizden kalma tariflerinizin tümünün orijinali ekşi mayalı.

Byadmin

Ekşi Mayanızın Beslenmesi, Saklanması ve Korunması

Tüm canlılar gibi mayalarınızın da büyüyüp çoğalabilmeleri için beslenip korunmaları gerekir. Yoksa önce mutsuz olurlar sonra sizi mutsuz ederler. yaramazlar. Hamurlarınız ya kabarmaz yada tadları hiçde beklediğiniz lezette olmaz. Sonrada zaten ölürler.

Bu demek değil ki çok emek isterler, onların istediği sadece un ve sudur.

Kısa süreli saklama:

Ekşi mayanızı kapalı cam bir kapta buzdolabında saklayabilirsiniz. Mayanızı hergün, üç günde bir yada haftada bir besleyebilirsiniz. Kaç günde besleyecekseniz ona göre un ve su ilave etmeniz gerekir.

Şayet haftada bir besleme yolunu seçerseniz haftada bir gün buzdolabında bulunduğu kaptan mayanızı çıkarıp maya miktarınızın üç katı oranda un ve su ilave edip karıştırın. Karıştırmak için metal kaşık kullanmayın. Eğer mayanız fazla ise ayırıp bir kısmıyla birşeyler pişirin yada atın kalanını tekrar buzdolabında saklayabilirsiniz.

Tatil süresince (bir aya kadar) saklanması:

Bazen sizin de mayalarınızın da biraz ara vermeye ihtiyacınız olacaktır. Şayet bir bebek bakıcınız yoksa tatil süresince çok da dert etmeyin. Günlerce buzdolabında unutulduktan sonra canlanan mayalarla ilgili anlatılan bir yığın hikaye vardır. Sadece döndüğünüzde oda sıcaklığında bir kaç gün bekleterek ve düzenli besleyip fazlasını atarak iyice aktif hale getirmeniz gerekecektir. İlk bir kaç beslemede fazlalıkları atın işe yaramazlar. Şanslıysanız sorunsuz canlanacaktır, fakat tatile gidiyorum diye her zaman olduğundan fazla beslemeyin asıl o zaman zararlı bakterilerin gelişeceği ortamı hazırlamış olursunuz.

Uzun süreli saklama (bir aydan uzun süre)

Bir aydan uzun süre kullanmayacaksanız mayanızı dondurucuda saklayabilir veya kurutabilirsiniz. Dondurucuda hava geçirmez bir kapta uzun süre yaşarlar. Ayrıca ince bir tabaka halinde, yağlı kağıt üzerine döküp, üzerine havlu kağıt kapatarak havadar bir yerde kurutabilirsinizde. Sonra kuruttuğunuz hamurları bir zarf içinde serin ve karanlık bir yerde saklayabilirsiniz. Her ikisi de biraz risklidir. Size tavsiyem iki şekilde de yapıp riski yarıya indirmektir. Ya da mayasını yanında gezdirenlerden olabilirsiniz:)

Byadmin

Ekmek ve İnsan

Ekmek, dünyanın pek çok ülkesinde ana besin maddesidir. Buğdayın arkeolojik araştırmalarda 8000 bin yıl önce var olduğu bilinmektedir. En eski olarak bilinen değirmen taşı ise 7500 yaşındadır.

Ülkemizde ekmek tüketimi günlük kişi başı 400 gr dır. Bu miktar ekonomik gücü düşük yerlerde daha fazladır.

Un, su, tuz ve maya kullanılarak yapılan geleneksel ekmek üretimi, endüstriyel üretimde para kazanmanın öne çıktığı, insan sağlığının düşünülmediği bir ticari alana dönüşmüştür.

 

Geleneksel olarak üretilen ekmeklerin beslenmedeki yeri insan sağlığı için önemlidir. Doğal yani hiçbir yapay katkı maddesinin bulunmadığı tam buğday unundan yapılan ekmekte, yapım aşamasında fermentasyon sırasında oluşan prebiyotikler bağışıklık sistemini güçlendirmektedirler. Yine tam bugday unu ile yapılan geleneksel ekmek içerdiği lifler, kompleks karbonhidratlar, trifruktozan ve stanol sayesinde anti ditabetik ve antikolesterol etkilidir. Tam buğday ekmeğinde bulunan Tokoferoller, karotenoidler, fitik asit, glutatyon, L-sistein, tokotrienoller ve ferulik asit sayesinde antioksidan etki, içerdiği proteaz inhibitörleri, L-sistein, doymamış yağ asitleri, sterol ve stanoller ve saponinler ise antikanserojen etki göstermektedirler. Yine bünyesinde bulunan Glukofruktozanlar ve inülin bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olmaktadır.

 

Doğal koruyucu madde olarak tuz, şeker, sirke, baharat tarih boyunca kullanılmıştır. Eski çağlardan beri ekmeğin kurutularak uzun süre bozulmadan saklanabildiği bilinmektedir. Anadolu da bazı yörelerimizde yufka tarzında yapılıp kurutularak tüketiminin uzun süre yapılabildiği ekmek çeşitlerimiz mevcuttur.

Bugün ise doğal koruyucular yerine suni koruyucular kullanılmaktadır. Kullanılan suni koruyucuların bazıları toksik, bazıları ise sağlığımızı tehdit eden potansiyel tehlikedir. Yapılan çalışmalarda nitratlar, benzoatlar, sülfitler, sorbatlar, parabenler, formaldehit, BHT, BHA ve bazı yapay koruyucularının hipersensitivite, allerji, astım, hiperaktivite, nörolojik bozukluklar ve kanser gibi ciddi sağlık sorunlarına sebep oldukları ortaya konulmuştur.

Ülkemizde ekmek yapımında bilinçsizce kullanılan ve denetimi yapılmayan koruyucuların halk sağlığını ciddi olarak tehdit ettiği ortadadır. Satılan ekmeklerin çok azı hariç neredeyse tamamında yapay olarak üretilen kimyasal katkı maddeleri kullanılmaktadır.  Yapay koruyucular ekmeğin raf ömrünü uzatmakta, bozulmasını önlemekte, nitrit nitrat, benzoatlar ve sülfür dioksit gibi antimikrobiyaller bakterilerin maya ve küflerin üremelerini durdurmakta veya yavaşlatmaktadırlar. Bulylat hydroxy toluene (BHT), butylate hydroxy anisole (BHA), ve propyl gallate katı ve sıvı yağların yıkımlanmalarını yavaşlatmakta veya durdurmaktadırlar. Sitrik asit ve erythorbic asit gibi enzimatik koruyucular gıda maddelerinin olgunlaşmalarını durdurmaktadırlar.

Düzenli olarak tüketilen tam buğday unu veya tahıl unundan yapılmış lifli doğal ekmeklerin kolon ve rektum kanserlerini, kalp damar hastalıklarını, şeker hastalığını ve yüksek tansiyon riskini azaltıcı etkisi bulunmaktadır. Her gün tükettiğimiz ekmekte kullanılan yapay kimyasal koruyucuların kullanımına son verilip tam buğday veya hububat unları, su, maya ve tuz kullanılarak yapılan ekmeklerin tüketilmesi sağlıklı nesiller için vazgeçilmezdir.

Byadmin

Ekşi Mayalı Ekmek Yapmanın Altın Kuralları

Ekşi hamur mayanızı buzdolabında saklıyorsanız.

1- Bir sonraki ekmeğiniz için ekşi hamur mayası besleyip ayırın.

2- Pişireceğiniz ekmek için ekşi hamur mayanızı besleyin.

3- Ekşi hamur mayanızı ikinci kez besleyin.

4- Hamuru karın.

5- Hamurun kabarmasını bekleyin.

6- Hamuru şekillendirin veya kalıba koyun. Bırakın kabarsın.

7- Ekmeği pişirin.

8- Ekmeği kesmeden soğutun.

Ekşi hamur mayanız oda sıcaklığında sürekli besleyerek saklıyorsanız Madde 2 ve 3’ü atlayın

Byadmin

Ekmeğimle OYNAMA

Evde ekmek yapmak; ucuz,lezzetli,sağlıklı ve düşündüğünüzden çok daha kolaydır.

1- Neden evde ekmek yapmak daha ucuz?

Klasik fırın ekmeğinden bahsetmiyorum. Şöyle biraz ağırca, daha büyük ve mesela köy tipi bir ekmek alsanız. Aldığınız market veya fırına göre fiyat değişmeye başlar. Hele birde organik olsun, tam buğday olsun, az tuzlu olsun diye çeşit talep edin bakın fiyat kaça çıkıyor. Amaaa evde, hele birde ekşi mayanız varsa un, su, tuz gerçekten ucuz.

2- Neden daha lezzetli?

Bir malın ticari olarak satışa değer bulunması için maliyetlerinin düşürülmesi esastır. Elbette kar maksimizasyonu sırasında ilk fedakarlık lezzetten verilir. Amaç en az masrafla sofrada ekmek gibi duran bir şey yapmaktır. En kuvvetli maya seçilir, çokça verilir, hemen şişirilir. Elbette vakit nakit, kim bekler saatlerce mayalanmasını. Un da en ucuzundan, besleyici değeri bizi ne ilgilendirir. Sonra hooop sofraya. Bakkaldan aldım tazecik, eve geldim peksimet.

3- Neden daha sağlıklı?

Aslında bu konuyu ekşi maya anlatırken daha detaylı yazacağım ama kısaca söyle diyebiliriz. Evde ekmek yaptığınızda içine ne koyduğunuzu biliyorsunuz. Koruyucu, katkı maddesi, kıvam arttırıcı, aroma, lezzet verici hiç bir şey yok. Un, su, tuz, maya. Üreticiler ürünlerinin sağlıklı(!) ve uzun raf ömürlü olmaları için içlerine sağlığa uygun miktarlarda koruyucular koyabiliyorlar. Elbette bunlar tamamen mevzuata uygun, fakat ekmek temel gıda her gün tüketiyoruz. Hepimiz, çocuklar, bebekler bile. Ekmekten biraz, peynirden biraz, ondan biraz bundan biraz. Peki hepsi toplandığında ne oluyor. Tatlandırıcılar, kıvam arttırıcılar, kabartıcılar gün geçmiyorki yeni bir şey eklenmesin. Tabi ekmeğin ne probiyotikliği, ne vitamin zenginliği hiçbir şey kalmıyor sonunda. Oysa ekmek 5000 yıldır insanoğlunun en gözde yiyeceği. Sofralarımızın baştacı. Fermente bir gıda, probiyotik, sindirim sistemimiz için faydalı. B vitamininden zengin, besleyici, peki üretimden sonra ne kalıyor bunlardan geriye, kocaman bir soru işareti.

4- Neden düşündüğümüzden kolay?

Kolay, bir kere en yalın haliyle öğrendikten sonra, ihtiyacınıza ve zevkinize göre dilediğiniz ekmeği yapabilirsiniz. İster köy tipi, ister tatlı, ister glutensiz yada az tuzlu nasıl isterseniz. Seçim size kalmış.

Byadmin

Gelelim Ekşi Maya Meselesine

Ekşi maya nedir?

Ekşi maya un ve suyu ekmek haline getiren en eski yoldur. Ekşi maya içindeki mantar ve bakteriler hamurunuza nüfuz ederek uygun ortamda yerleşir bir güzel yaşamaya başlarlar. Yerler, içerler, gelişip, sindirirler. Bu arada bol bol hamurun içine hava depo ederler işte bu şekilde de dümdüz olan hamurunuz genişler büyür ve gerçek bir ekmek olur.

Ekşi hamur mayası 5000 yıldır bilinen bir yöntemdir. Eski Mısırlılar hiyerogliflerinde ekmek yapımını göstermişler. İlk ekşi mayanın doğada bulunan uçuşan yabani mantarların tesadüfen bulaşmasıyla keşfedilmiş olduğu zannedilmektedir. Bu nedenle iklim ve coğrafyaya göre ekşi mayaların tadları değişiklik göstermekte doğal olarak da ekmekler de değişmektedir.

Elbette bugün ekşi mayayı ilk üretmek için gidip doğadan mantar avcılığı yapılmıyor. İlk başlangıç mayası için çeşitli yollar denenmekte. Zaten unun doğasında bu bakteri ve mantarlar mevcut. Un ve suya çeşitli ilavelerle kuru meyveler gibi ekşi maya yapılmakta. Çok sayıda besleme sonunda mantar ve bakterice dengeli simbiyotik bir karışım meydana gelir. İşte o zaman hamurunuz kabarır.

Ekşi maya canlı organizmalarca devam ettirilir, fakat saklanması ve devam ettirilmesi en kolay mayadır. Tek gereksinimi un ve sudur.

Ekşi maya ve Hazır yaş/kuru maya farkları

Bu doğal kabartıcı insanoğlu tarafından 5000 yıldır kullanılırken, hazır yaş veya kuru mayalar sadece 100 yıldır kullanılmakta.

Hazır mayalarda genellikle tek bir kuvvetli mantar kullanılır. Bu güçlü mantar hamuru çabucak aktive ettiği için zamandan müthiş bir tasarruf sağlar. Tabi lezzetten maalesef fedakarlıkla.

Ekşi mayada pekçok aktif bakteri mantar kültürleri mevcuttur. Bu yüzden daha probiyotiktir.

Hazır mayalardan farklı olarak ekşi maya hiç bitmez. Azalınca içine un ve su ilave et işte maya hazır. Dilediğin kadar kullan.

Ekşi mayanın faydaları:

Ekşi mayalı ekmek geç bayatlar. Lezzetlidir.
İçindeki bol çeşitli bakteri ve mantarlar lezzeti arttırır. Yıllar geçtikçe mayanız daha bir olgunlaşır daha bir lezzetlenir. Ayrıca mayanız yıllandıkça ekmeğiniz daha uzun zaman taze kalır.

Ekşi mayalı ekmeğin sindirimi kolaydır.
İçindeki bakteri ve mantarlar ekmekteki tahılı önceden sindirir böylece size sindirimi kolay ve sağlıklı ekmeği bırakır.

Ekşi mayalı ekmeklerin glisemik indeksi düşüktür. Az yer doyarsınız. Kan şekerinizi hızla yükseltmez uzun süre tok tutar.

Besleyicidir B vitamininden zengindir. Ekşi mayalı ekmek tüketmek vücudunuzdaki B12 vitaminini arttırır. Kafanız daha iyi çalışır, unutkanlığınız azalır.

Ekşi maya ekmekte oluşan beta glukan’ın pişirilirken parçalanmasını engeller. Beta Glukan ise, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, kanseri önlemede yardımcıdır.

Maya alerjileri olanlar bile güvenle tüketebilir. Ekşi maya alerji yapmaz.

İçine ne koyduğunuzu siz bilirsiniz. Üretim yok işleme yok. Saf ve doğal.

Ekşi maya illa ekşi mi olmalı?

Hayır istediğiniz gibi tatlanmasını sağlayabilirsiniz. Hamurunuz mayalanıp hacmi üç kat arttıktan sonra çok bekletirseniz ekşi olur hemen pişirirseniz olmaz. Tamamen evdekiler nasıl isterse.

Bütün bunlara ilaveten mis gibi taze çekilmiş kahve ve fırından yeni çıkmış sıcacık ekmek tüm bunların kapıdan taşan kokusu. İşte huzurun resmi. Evdesiniz.

Byadmin

Aktif Ekşi Hamur Mayasının Beslenmesi Çoğaltılması

1.BESLEME:

150 gr. Ekşi Hamur Mayası 1 çay bardağı un ve yarım çay bardağı civarında su ile karıştırılarak hamur haline getirilir. Ekşi Hamur Mayasının kıvamı, hamur kıvamından biraz daha cıvık olabilir. Beyaz ve organik un kullanılmasını tavsiye ederiz.

2. BESLEME:

İlk beslemeden 1 gün sonra 1 su bardağı un ve yarım su bardağı su ile maya tekrar beslenir.

3. BESLEME:

2. beslemeden 1 gün sonra sonra 3. besleme yapılır. Bu beslemede 1 su bardağı una ortalama yarım su bardağı  su kullanılarak ekşi hamur mayası beslenir.

Bu aşamada ekmek pişirmek için ekşi mayanız yeterli miktara ulaşmış olacaktır. İçinden ekmek mayalamak için gerekli kadarını aldıktan sonra tekrar mayanızı aynı oranlarda besleyebilirsiniz.

En az iki veya üç günde bir ekmek yapıyorsanız mayanızı oda sıcaklığında muhafaza edebilirsiniz.

En fazla 48 saat içinde 1e – 1/2 oranında su ve unla besleme yapmalısınız. Unutmayınız mayanızın gıdası un ve sudur. Aç kalırlarsa ölürler. Eğer sık sık ekmek yapmıyorsanız mayanızı buzdolabında muhafaza edin.

Mayaların soğukta aktifliği azalacağından besleme süresi uzayacaktır. Kurutmamak kaydıyla 10 gün beslemeden buzdolabında ağzı kapaklı cam veya plastik kapta, az hava alacak şekilde saklayabilirsiniz.

Ekmek yapacağınız zaman 1 gün önceden buzdolabından çıkararak beslerseniz mayanızın güçünü yükseltir yani hamurunuz daha iyi kabarır.

Buzdolabından çıkarıp hemen de kullanabilirsiniz fakat bu sefer hamurunuzu mayalamadan önce mayanızı beslemeyin. Hayvancıklarınızın biraz aç olması ve açlıklarını ekmek yapacağınız hamurdan gidermesi daha iyi olacaktır.

Byadmin

Kurutulmuş Ekşi Hamur Mayasının Aktifleştirilmesi ve Çoğaltılması

AKTİVASYON :

1. GÜN

İnce uzun bir kavanozun yada bardağın içine bir yemek kaşığı (16 gr.) ılık su ve yarım çay kaşığı (1.3 gr.) toz kuru maya koyup karıştırın. 15 dakika bekleyip içine 1 yemek kaşığı un (8 gr.) ilave edin. Karıştırın ne çok cıvık ne de çok katı olmamalı. Üstünü tülbent bezle kapatın. Hafifçe hava almalı.

2. GÜN

Tekrar 1 yemek kaşığı un ve bir yemek kaşığı su koyarak mayanızı besleyin. Üstünü tülbent bezle örtmeyi unutmayın.

3. GÜN

Artık mayanızda kabarcıklanma başlayacaktır. Şimdi 3 yemek kaşığı un ve 2,5 yemek kaşığı su ile besleyebilirsiniz. Su miktarını azaltın ki daha fazla kabarsın. Artık mayanız 2 katı oranda kabaracaktır.

Üstünü örtün ve 24 saat daha bekleyin.  Hava sıcaklığına göre çok daha kısa sürede iki katına çıkabilir o zaman aynı şekilde bir besleme daha yapabilirsiniz.

4. GÜN

ARTIK MAYANIZ ÇOK DAHA KISA SÜREDE İKİ KATI BÜYÜKLÜĞÜNE ULAŞACAKTIR. BU SÜRE  SICAKLIĞA GÖRE 3-12 SAATTE OLABİLİR.

Mayanızı iyice karıştırıp içinden iki yemek kaşığı ayırıp bir cam kaba koyun. İçine yarım su bardağı un ve yarım su bardağından bir parmak az su koyup iyice karıştırın. Kalan mayayı atabilirsiniz. Mayanızın üstünü tülbent bezle kapatıp. İki katı kabardığında tekrar besleyin.

Bu günün sonunda artık aktif bir mayanız olacaktır. Sıcaklığa göre 4 günde en az 5-6 kez beslemiş olmalısınız.

Artık isterseniz hemen ekmeğinizi pişirebilir yada buzdolabında mayanızı saklayabilirsiniz.

Artık mayanız aktif olduğundan bundan sonraki beslemelerinizi “Aktif ekşi hamur mayasının beslenmesi”yazımızda ki gibi yapabilirsiniz.

ÖNEMLİ NOTLAR

Elinizdeki kuru ekşi hamur mayası poşetinizi aktif hale getirinceye kadar lütfenbuzdolabında saklayın.

Mayanıza zarar vereceği için lütfen metal malzeme kullanmayın. Bizim tavsiyemiz malzemelerinizin cam, tahta veya zorda kalırsanız plastik olmasıdır.

Kullanacağınız ununuzun organik tam buğdayunu olmasını ve  suyun da damacana içme suyu olmasını tavsiye ederiz.

Kullanacağınız su oda sıcaklığında olmalıdır.

Tüm mayalanmalar sıcak ortamda daha kolay olduğu için mayanızı aktive edeceğiniz ortam ılık olmalıdır.