Piyon Olmak İstemiyorum. - Doğal Maya

Piyon Olmak İstemiyorum.

Piyon Olmak İstemiyorum.




Ürün Detay

5 yaşımdaki çocuğuma yediği yemeklerin cinsi konusunda baskı yapmıyorum. Onu birey olarak kabul ediyor ve kararlarını kendisi vermesi için ona fırsat tanıyorum. Sağlıklı yemek alternatifleri sunuyorum. O da içlerinden istediğini seçiyor. Ne yazık ki bu hakkı bana ülkemde tanımıyorlar. Bir tarafta bize sunulan sağlıksız gıdalar, diğer taraftan yediğimize içtiğimize karışan ve meşhur olmak isteyen insanlar.

Daha önceleri yumurta yemeyin diyen insanlar şimdide ekmek yemeyin diyorlar. Meyve yemeyin diyenler üzümün çekirdeği yiyin diyorlar. Bu insanlar bal, pekmez yiyin derken şimdi de aman yemeyin ölürsünüz, hasta olursunuz diyorlar. Sana ne be kardeşim sana ne. Binlerce yıldır bizler ne yedik. Amerikalıların mısırını mı yoksa Çinlilerin pirincini mi, yoksa fokların yağını mı? Ne yazık ki işin eğitimini almış insanlar,bugün doğru kabul ettiğimiz şeyleri, yarın yanlış olarak önümüze koyabiliyorlar.

Buğday ve ürünlerini yemememiz gerekiyormuş. 1945 de Amerikalılar buğdayın genetiğini değiştirmişler 🙂 Buğdayın glisemik indeksi yüksekmiş, o kadar yüksekmiş ki beyaz şekerden bile fazlaymış 🙂 . Ekmek yemeyin içinde katkı maddesi var. Meyve yemeyin, günümüzdeki meyvelerin içinde çok fazla şeker var. Et yemeyin hayvanlar gezmiyor, tavuk yemeyin genetiği değiştirilmiş 45 günde büyüyorlar, sebze yemeyin Rusya geri gönderdi ilaç kalıntısı var. Onu yemeyin bunu yemeyin peki ne yiyeceğiz. Bana gör bu insanlar somut çözümler üretmiyorlar. Yalnızca meşhur olmak veya ticari kazanç sağlamak için bizleri kullanıyorlar. Amaç zararlı deyip yememek değil doğru üretileni bulmak olmalı. Dengeli beslenme diye birşey var. Onu yeme bu zararlı derken sağlıklı olmak için gereken vitaminlere ulaşamayız ki.

Ekmek konusuna gelirsek. Anadolu da binlerce yıldır buğday yetiştiriyor. Bu coğrafyada yaşayan insanların temel gıdası ekmektir. Ekmek bizi şekillendirdi, DNA larımıza kadar işledi. Onunla güç kazandık, binlerce km yürüdük, savaşlara katıldık, bizlere hayat verdi. Ona kutsal dedik, yerde bırakmadık. Aldık, öptük ve basılmaması için yüksek yere koyduk. Şimdi ise ekmeğimizin üzerine basarak kazanç ve çıkar sağlamaya çalışıyorlar. Hassasiyetimizi kullanarak, sağlığımızla oynuyorlar.

Bu iş ne yazık ki Nasrettin Hocanın  hikayesine döndü herkes haklı. Ancak tek bir doğru var. Sağlıklı gıdaya ulaşabilmek ve sağlıklı gıdadan canımızın çektiklerini tüketmek hepimizin hakkı. Bunu talep etmek zorundayız. Eğer özel bir hastalığımız yoksa, temel besinimiz olan ekmeği yememek çözüm olamaz. Makarnada mı yemeyeceğiz? Yoksa tarhana çorbası da mı zararlı? Peki mantıyı ne yapacağız? Acaba buğdayın faydalarından mahrum kalırsak sağlıklı yaşayabilir miyiz?

Bize diyorlar ki kahve için (hatta çocuklarada içirin). Ceviz, fıstık yiyin ve bolca zeytin tüketin. Olmadı karabuğday tüketin çok sağlıklı (Gemisi limanda bekliyor)Tabi ki hiçbirimiz bunlara itiraz edemez. Ancak ekmek yerine ceviz yiyin, meyve yerine zeytin tüketin veya çocuklarınıza kahve içirin diyen birisine dikkat etmek gerekir. Bende tv kanallarından birine çıkıp şöyle konuşsam ne dersiniz.

CEVİZ:  Bozulan cevizler yıkanarak tekrar piyasaya sürülüyor. Özellikle tatlılarda sakın yemeyin. Genelde ithal ediliyor ve dayanması için ilaç kullanılıyor. Ülkemizde yetişen orijinal ceviz ağaçlarının yerine Amerikan ceviz ağaçları almıştır. Ne yazık ki eski ceviz ağaçlarımız kesilerek yerlerine bunlar dikilmiş. Değişime uğramıştır, yememek lazım

ZEYTİN: Zeytinleri çabuk olgunlaştırmak için kostik kullanılıyor. Renk alması için de  havuzlara paslı demir atılmakta veya boya kullanılmaktadır. Ambalajlanmış zeytinlerde ise erimeyi önlemek için koruyucu madde kullanılmaktadır, kansorojen sakın yemeyin.

KAHVE: Dünyada çok miktarda üretilen endüstiriyel gıdaların başında yer alır. Üretimi artırmak için, kimyasalların yoğun olarak kullanılır. Aşırı kafein içerir. Hatta sporcularda müsabaka sırasında rastlanırsa,  diskalifiye olur ve ceza alır. Uyarıcıdır, çarpıntı ve yüksek tansiyon hastası yapabilir, tüketmeyin

Bu ürünlerde buğdayın, zeytinin,muzun veya elmanın yetiştirildiği topraklarda yetişiyor. Verimi artırmak adına birçok işlemden geçiriliyor. Hiçbiri 100 yıl öncesinin ürünleri değil.

İnekler,koyunlar saman yiyiyor, yetmiyor ithal ediyoruz. Buğday yetişmezse saman olmaz, saman olmazsa et olmaz. Tarlaya ot ilacı süne ilacı atmıyorlar mı, Hayvanlar serbest gezinse de bu otları yemeyecekler mi?  Peki kışında mı inekleri meralarda dolaştıracağız. Karın altından kekik mi yiyecekler. İnekler buğdayın samanını yedikleri için onları damı yemeyeceğiz?

Yaşamak için, yemek,içmek ve nefes almak zorundayız. Kimsenin bunu istismar etmeye ve elimizden almaya hakkı yok. Kola içmeden yaşayabiliriz veya satın almayarak protesto edebiliriz. Temel besinimiz ekmeği yemeden, sağlıklı yaşayamayız, almayarak protesto edemeyiz. Günümüzde yerini alacak %100 doğal ürün bulmanız ne yazık ki mümkün değil.

Onu bunu yememek yerine sağlıklı ürünü talep edelim. Serbest gezinen tavuk arayalım. Hormonsuz domatesi soralım, bulalım. Ekmeğin katkısızını yiyelim. Doktor yerine sağlıklı gıdaya paramızı harcayalım. Eğer ihtiyacımız kadar yersek, israftan kaçınırsak, çocuklarımıza bu kültürü aşılarsak bir şeyleri düzeltebiliriz. Bu ülkenin toprakları da hepimizi doyurur. Üstelik hormon ilaç kullanmadan tavukları suni olarak şişirmeden. Yeter ki iyi tarımı temiz üretimi talep edip tüketelim.

 

Sağlıklı yaşayın.