Home

Byadmin

En doğal yoğurt mayası tarifi

Eskiler işini bizden çok biliyormuş. Yaz gelince yaylalara göç edip havalar soğuyuncaya kadar nispeten serin yükseklerde en sıcak günleri geçiriyorlarmış. Kimsenin aklına serinlemek için deniz kenarlarında güneşlenmek gelmemiş. Hatta deniz kenarındaki araziler genelde kız çocuklarına, yayladaki arazileri ise erkek çocuklarına miras kalırmış daha değerli ya. Bizde haftasonu Kartalkaya’nın Sarıalan Yaylasına çoluk çocuk serinlemeye gittik. Malum Ankara cehennem.

Püfür püfür esen hatta kaloriferlerin yandığı tertemiz bir gecenin sonunda sabah 5:30 da çivi gibi uyandım. Arkadaşımla bisikletlerimize atladığımız gibi kendimizi araziye vurduk. 3 saatlik çetin bir tırmanışın ardından nihayet zirveye ulaştık.

 

Dönüş yolunda biraz kaybolduk :) ama çok şükür şansımız yaver gitti. Sonunda sağ salim otelimize ulaştık.

 

Kartalkaya’nın eteklerindeki tüm köyler yaylalarına göçmüşler. Sarıalan mandalar ve yerli ırk ineklerle doluydu. Hepsi serbestçe gezinip, otluyordu. Ördekler, hindiler, tavuklar ortada yemleniyor hepsi hallerinden çok memnun gözüküyordu. Elbette bizim böyle fırsatları kaçırmamız olmazdı. Derhal evlerin kapılarını çalmaya başladık. Küçük araştırmamız sonunda kimden manda, kimden inek sütü buluruz, kimin tavukları kimin hindileri var, kaymağını tereyağını ekmeğini kim kendisi yapıyor hemen öğrendik.

Mayalarını henüz kaybetmemişler. Hazır maya kullanmıyorlar. Ancak işin üzücü yanı bu işi yapanların hepsinin yaşlı olması. Çocukları şehirde çalışıyor ve arada bir anne babalarını ziyarete geliyorlar. Bu yaşlı insanlar öldüğünde hayat tarzlarını devam ettirecek kimse kalmayacak. Maalesef onlarla birlikte mayaları da ölecek ve ellerindeki mayaların çocuklarına miras kalacak kadar değerli olduğunu düşünmüyorlar.

Artık yoğurt endüstriyel ürün oldu, tabi ki mayası da.  Yoğurt sütü olarak satılan ve içinde mayası olan ürünler bile 2. Sefer mayalamayı yapmıyor veya yaptırmıyorlar. Bana göre bu durum doğal değil ama gelin görün ki bütün hazır yoğurtların üzerinde doğal yazıyor. Bunun neresi doğal acaba?

 

En doğal yoğurt maya tarifini 2 yaşlı teyzeden aldım. Bu yoğurt mayasını yapabilmek için Hıdırellez zamanını beklemek gerekecek.Hıdırellez akşamı sütümüz bir taşım kaynatılır. Elimizi yakmayacak sıcaklığa kadar soğutulur. Sütün üzeri örtülerek sessiz bir odaya konur. Hızır babanın gelerek sütümüzü yoğurt yapması için niyet edilerek dualar okunur. Sabah sütümüzün ağzı açıldığında yoğurdumuz olurmuş. Tam ortasında parmak basılmış gibi birde mühürü olurmuş.

Diğer bir tarif yine hıdırellez sabahı güneş yeni doğarken başlıyor. Erkenden ekinlerin üzerindeki çiğ damlaları toplanıyormuş. Toplanan bu suyla sütü mayalıyormuşuz. Harika bir yoğurt oluyormuş. Ben onların yalancısıyım.

Bunlar anlatılan tarifler ve maalesef kısa zaman sonra yok olacak değerler. Biz zamanı gelince deneyeceğiz ,inşallah tutar.

Byadmin

Villi Yoğurt Yapımı

Viili yoğurt kültürü mezofiliktir. Oda sıcaklığında pastörize süt ile mayalanır. UHT Süt kullanmayınız. Süt olarak inek sütü, keçi ve koyun sütleri kullanılabilir. Hatta soya sütü ve hindistan cevizi sütü ile de mayalanmaktadır. Fakat bu sütlerle mayalanmadan önce ilave maya ayrılmalıdır, çünkü soya sütü ile veya Hindistan cevizi sütü ile mayalandıktan sonra bir kez daha maya olarak kullanılamaz.

Malzemeler :

Pastörize 1 bardak süt
1 dolu yemek kaşığı Viili yoğurt kültürü.
Cam, tahta veya toprak kap
Tahta kaşık.

Önemli Notlar:

Geleneksel oran bir yemek kaşığı mayaya bir bardak süt olmakla birlikte. Daha koyu kıvam ve ilk denemeler için mayanın iki katı süt oranı kullanabilirsiniz. Yani yarım bardak Viili yoğurt mayasına bir bardak süt kullanılabilir. Deneyerek size en uygun kıvamı seçebilirsiniz.

Mayalayacağınız kap toprak cam veya tahta olabilir. Çok iyi yıkanmış ve ağzı biraz hava alan bir kap olmalı. Kavanozlarda işe yarıyor çünkü yoğurdun kıvamı katı değil daha sulu akışkan bir yoğurt. Ağızına tülbent koyarsanız daha iyi mayalanır çünkü hava almalı.

Oda sıcaklığında yada daha soğuk sütle mayalayın. Sıcak süt mayanızı öldürür. Süre ortam sıcaklığa göre çok değişkenlik gösterebiliyor. Eviniz çok sıcaksa daha çabuk olgunlaşıyor. Normal mayalanma 12-24 saatte olsada çok sıcakta 6-8 saatte bir bakın tuttuysa buzdolabına kaldırın.

Mutfakta direk güneş ışığı almayan bir yerde bekletin. Bakteri kaçışları olmasın diye başka mayalı yiyeceklerden uzakta tutun.

Yapılışı

1- Pastörize oda sıcaklığındaki sütü kaba boşaltın.
2- Mayayı tahta bir kaşık yardımıyla süte ilave edip karıştırın.
3- 12-24 saat ılık, direk güneş görmeyen bir yerde bekletin.6-8 saat sonra özellikle sıcak havalarda kontrol edin.
4- Tuttuktan sonra buzdolabında 6-8 saat dinlendirin.
5- Tamamını yemeden bir miktar maya ayırmayı unutmayın.

Finliler ayrıca dondurarak dondurma yerine yiyorlar ve krema ile mayalayıp ekşi krema olarak yemek çorba ve soslarda kullanıyorlar.

Viili yoğurt kültürünüzün saklanması:

Kısa süreli saklama:

Viili yoğurdu buzdolabında 7-14 gün saklayabilirsiniz ama benim tavsiyem 7 günde bir yeni yoğurt mayalamanız. 7 günden sonra gücü yavaşlıyor.

Uzun süreli saklama:

Dondurarak Saklama:

Viili yoğurdu mayaladıktan sonra buz kalıplarına dökerek sonrada kalıplardan çıkarıp ağzı sıkı sıkı kapalı bir torba veya kapta dondurucuda saklayabilirsiniz. 3-6 ay kalabiliyorlar ama ben 3 ayda bir yenilenmesini tavsiye ediyorum, çünkü güçleri azalıyor.

6 ay yada biraz daha fazla donduracaksanız, buz küplerini süt tozu dolu bir kapta dondurucuda saklayın daha güvenli olacaktır. Zararlı buzlanma ve hava ile temas kesilir.

Kurutarak Saklama:

Viili yoğurt mayanızı silikon düz bir yüzey üstünde yada bir parça yağlı kağıt üstünde temiz, serin havadar bir ortamda kurutabilirsiniz. Kurumuş mayanızıda bir kavanoz içinde, hatta zarf içerisinde oda sıcaklığında veya buz dolabında saklayabilirsiniz.

Finlandiya’dan Amerika’ya göç eden pek çok aile mayalarını kurutup yanlarında götürmüş yerleşince tekrar kullanmaya başlamışlar. Hala bu mayaları aile mirası olarak görüp saklayan Finliler var.

Kurutulmuş olarak kültürlerinizi 6 ay saklayabilirsiniz. Direk oda sıcaklığındaki süte koyup 12-24 saat sonra yoğurdunuz hazır olacaktır. Tam kıvamını bulması ancak birkaç mayalama sonunda olur.

Ürünlerimizin tamamına www.canberk.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

Afiyet olsun.

Byadmin

Neden ev yapımı yoğurt tüketmeliyiz?

Yoğurdu evde yapmaya uğraşmak yerine marketten alsak OLMAZ mı? HAYIR OLMAZ!!!!

Market  yoğurtlarında ki katkı maddelerini, kıvam artırıcıları bir tarafa bırakın, asıl bu yoğurtlarda canlı bakteri kültürü bırakılmadığı için tercih edilmemelidir.

Birazdan sıralayacağım tüm faydalar içinde canlı kültürlerin yaşadığı ev yapımı yoğurtlarda geçerlidir.

NEDEN EV YAPIMI YOĞURT TÜKETMELİYİZ:

1- YOĞURT BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ GÜÇLENDİRİR.

Yapılan araştırmalara göre günde iki kase yoğurt tüketenlerin tüketmeyenlere oranla bağışıklık sistemleri daha kuvvetlidir. Yoğurdun içindeki canlı bakteri kültürleri kandaki beyaz kan hücrelerini güçlendiriyor ve enfeksiyonlara karşı etkinliklerini arttırıyor.

2-YOĞURT KOLON KANSERLERİNİN ÖNLENMESİNDE ETKİLİDİR.

İçindeki lactobakterilerin kolon kanserini önlediği kanıtlanmıştır.

3- YOĞURDUN HAZMI SÜTTEN KOLAYDIR.

Bebeklerin tanıştığı ilk ek gıdadır. Laktoz veya protein alerjisi olan kişiler bile kolayca yoğurt tüketebilir. Mayalanma sırasında süt proteini fermantasyona uğrayarak kolay sindirilir hale gelir. Bu sebeple yoğurda “Baştan sindirilmiş gıda” da denir.

4-  YOĞURT HEM ÇOCUKLAR HEM YAŞLILAR İÇİN ÖNEMLİDİR.

Çocuklar için protein yağ karbonhidrat ve mineral açısından dengeli harika bir besindir. Üstelik yeme konusunda en seçici olanların bile sevdiği tat ve dokuda olan ender yiyeceklerdendir. Orta yaşın üstündeki kişilerin bağırsakları ise hassaslaşır çünkü laktaz azalmıştır. Bu yüzden yoğurt onlar için de çok değerli bir besindir. İleri yaşlarda bağırsak florasında bifidus bakterisi azalır ki bu toksin üretimini arttırır. Bazende kanser yapan bakterilerin artmasına sebep olabilir. Bu yüzden yaşlılar için düzenli yenen aktif kültürlü yoğurt çok önemlidir.

5- YOĞURT SİNDİRİM SİSTEMİ ENFEKSİYONLARININ TEDAVİSİNDE İLAÇ DEĞERİNDEDİR.

İster viral ister alerjik olsun sindirim sistemi problemlerinde yoğurda başvurun. Özellikle ishalin tedavisinde daha az laktoz daha çok laktaz içerdiği için yoğurt bolca kullanılır.

6- ANTİBİYOTİK KULLANANLAR MUTLAKA YOĞURT YEMELİDİR.

Yoğurt antibiyotiklerin dost bakteriler üzerindeki yıkıcı etkisini azaltır. Antibiyotikler elbette sadece zararlı bakterileri değil bağırsak florasındaki dost bakterileri de öldürür. Düzenli olarak canlı bakteri kültürü içeren yoğurt tüketilmesi zararlı bakterilerin bağırsak florasını ele geçirmesini engeller.

1999 yılında Amerikan Pediatri Derneğinin yaptığı bir araştırmaya göre yoğurttaki lactobasiller antibiyotiklerin yol açtığı ishallerin önlenmesinde etkilidir.  Bu nedenle antibiyotik kullananlara kullanım süresi boyunca ve sonrasında en az iki hafta daha, günde bir porsiyon yoğurt tüketmeleri tavsiye edilir.

7- UYKU DÜZENLEYİCİDİR.

Yatmadan yarım saat önce yenilen bir kase yoğurt uyumaya yardımcı olur.

8- MANTAR ENFEKSİYONLARINI ÖNLER.

Kadınlar için hayatidir. Vajinal mantar kolonilerini azalttığı ve böylece vajinal mantar enfeksiyonlarını önlediği tespit edilmiştir.

9- YOĞURT MÜKEMMEL BİR PROTEİN VE KALSİYUM KAYNAĞIDIR.

250 gr. yoğurt pek çok insanın günlük protein ihtiyacının %20 sini karşılar.  Aynı miktarda alınan sütten %20 daha fazla kalsiyum içerir. Ayrıca sütün daha iyi hazmedilmesini sağlayarak içerdiği kalsiyumun daha iyi kullanılmasına da yardımcı olur.

10-  GERÇEK BİR B2 B6 VE B12 KAYNAĞIDIR.

Bu sayede zeka ve hafızayı keskinleştirir. Hem B vitamini açısından zengindir hemde diğer besinlerce sağlanan B vitamininin emilimini arttırır.

11-  BALIK KADAR FOSFOR İÇERİR.

Hücrelerdeki enerji üretimine yardımcı olur. Vücutta hücre yenilenmesinde önemli bir etkendir.

12- YOĞURT ZAYIFLATIR.

Hem diyetlerde bozulan sindirim sistemini rahatlattığı hem de az kalori ile dengeli beslediği için yoğurt tüm diyetlerde mutlaka kullanılır.

Byadmin

Dünya üzerinde yapımı en kolay yoğurt: Finli Viili

Ben size Viili’yi tanıtmak istiyorum. Viili her ne kadar kökleri İsveç’den olsada Finli bir yoğurt. İsveççe Fillia da deniyor. Şimdi diyeceksiniz ki Fin yoğurdu da ne? Yoğurt yoğurt işte bizim bildiğimiz. Aslında bende öyle sanıyordum ama öyle değilmiş. Yoğurtlar mayalamakta kullanılan bakteri kültürlerine göre oldukça değişik olabiliyor. Çeşit çeşit yoğurt var. Temelde mayalanma sürelerine ve mayalanma sıcaklığına göre ikiye ayrılıyorlar. Bir grup yoğurt kültürü sıcağa yakın ılık sütü severken diğeri oda sıcaklığında hatta soğuk olanı tercih ediyor. Sıcak süt sevenlere termofilik soğuk süt sevenlere mezofilik deniyor. İşte bizim geleneksel Türk yoğurdu termofilik ama Viili mezofilik.

İşte burada benim en sevdiğim nokta ortaya çıkıyor. Eğer elinizde bir Viili kültürünüz varsa, marketten pastorize sütü alıyorsunuz, eve geliyorsunuz, Gelirken sütünüz yolda zaten ılınıyor. Hemen temiz bir kavanoza Viiliden koyup, karıştırıp 24 saat mutfakta unutuyorsunuz. Hiçbir şey yapmadan sadece mayayı koyup karıştırıyorsunuz ve 1 gün sonra dolaba koyup birkaç saat dinlendirince taze ev yapımı yoğurdunuz hazır oluyor.

Evde yoğurt yaparken en zor kısmı ısıtırsın çok sıcak olur, beklersin bu sefer unutursun, bir bakmışsın soğumuş. Sıcak mayalarsan ekşir, pütürcüklenir, soğuk mayalarsan tutmaz. Sütü taşırırsın etraf batar. Yok viilide böyle bir dert yok.

Hani yemek tariflerinde yazarya yapım zorluk derecesi işte viilinin ki sıfır. Çocuklar bile yapabilir. Özel malzeme hazırlık vesaire hiç birşey gerekmiyor.

O da aynı bizim bildiğimiz yoğurt gibi probiyotik, çok faydalı tadı yumuşak, tatlı ekşi arası, dokusu bal kıvamlı akışkan krem gibi. Kuzey kültüründe çok yaygın. Finlandiya’da pek çok ailenin 100 yıldan eski bir süredir korudukları kendi mayaları var. Bir kere Viili kültürü edindiniz mi yıllarca kullanıyorsunuz.

Bazı kültürlerde yoğurt deyince akla tatlı bir yiyecek gelirken Finliler için de biz Türkler gibi aslında tuzlu bir yiyecek. Yine de genellikle dondurulmuş tüketiyorlar.

Viili dondurulmuş yoğurt olarak çeşitli meyve ve tatlandırıcılarla harika bir dondurma alternatifi oluyor. Zaten yoğurt olarak bildiğimiz herşeyde kullanabiliyorsunuz. Bir de sadece sütü değil pastörize kremayı da mayalayarak, bir çeşit ekşi krema yapabiliyorsunuz. Bu krema çorbalara, soslara ve yemeklere çok yakışıyor.

Viili’yi yapması kadar saklaması da çok kolay. Yaptığınız Viili yoğurttan saklayarak bir sonraki partiyi mayalıyorsunuz. Oran 1 çorba kaşığı Viili’ye 1 bardak süt. Daha katı isterseniz sütü azaltabilirsiniz. Mutfağın sıcak ama direk güneş görmeyen yeri en uygun mayalama alanı oluyor. Mayanızı 7 günde bir yenilemeniz gerekli 14 güne kadar buzdolabında yaşıyorlar ama güçleri azalıyor.

Ben öyle her 7 günde bir mayalayamam derseniz de hiç problem değil. Buz kalıplarında dondurun 6 aya kadar saklayabilirsiniz. Hatta bu viiliden buz küplerini süt tozu dolu torbalarda buzlukta çok daha uzun süre unutabilirsiniz. Buzluktan çıkarıp oda sıcaklığındaki süte atın eriyene kadar bekleyip bir iki kere tahta kaşıkla karıştırın tamam. Bir gün sonra Viili hazır ama yemeden 6-8 saat buzdolabında dinlenecek.

Yada kurutun unutun. Bir parça yağlı kağıt üzerine döküp temiz sakin bir yerde kurutursanız oda sıcaklığında yada buzdolabında aylarca kalıyor. Amerika’ya göç ederken pek çok Finli aile Viili kültürlerini kurutup yanlarına almış ve yerleşince tekrar kullanmışlar. Bugün hala aynı kültürü kullanan aileler var.

Ben Viili’yi çok pratik ve sağlıklı buldum. Tam çalışan az zamanı olanlara göre. Sağlıklı beslenmek yoğurdun tüm faydalarından yararlanmak isteyen ama çok da uğraşmak istemeyenler için harika.

Makineye gerek yok, malzemeye gerek yok. Pastörize süt ve maya birde kap işte Viili hazır.

Afiyet olsun.

Byadmin

Aktif Viili Yoğurt Kültürünün Kullanımı

1- Viili yoğurt kültürü oda sıcaklığında pastörize süt ile mayalanır. UHT Süt kullanmayınız.

2- Süt olarak inek sütü, keçi ve koyun sütleri kullanılabilir. Hatta soya sütü ve hindistan cevizi sütü ile de mayalanmaktadır. Fakat bu sütlerle mayalanmadan önce ilave maya ayrılmalıdır, çünkü soya sütü ile veya Hindistan cevizi sütü ile mayalandıktan sonra bir kez daha maya olarak kullanılamaz.

3- Teslim aldığınız Viili Kültürünüz aktif yoğurt kültürüdür. Yani hemen mayalanmada kullanılabilir ve çıkan yoğurt yenebilir. Fakat miktarsal olarak az olacağı için ilk üç mayalama miktarın çoğaltılmasında kullanılır.

4- Viili’yi mayalayacağınız kap daima toprak cam veya tahta olabilir. Çok iyi yıkanmış ve ağzı biraz hava alan bir kap olmalıdır. İlk mayalanma için bardak ve kavanozlar işe yarar, çünkü yoğurdun kıvamı katı değil daha sulu akışkan bir yoğurt. Ağızına tülbent koyarsanız daha iyi mayalanır çünkü hava almalı.

5- Geleneksel oran bir yemek kaşığı mayaya bir bardak süt olmakla birlikte. İlk mayala ve çoğaltmalar için kullanılan mayanın iki katı oranda süt kullanmalısınız. Yani yarım bardak mayaya bir bardak süt gibi. Mayanız iyice oturup çoğaldığında Bir bardak süte bir yemek kaşığı maya yeterli olacaktır.

6- Oda sıcaklığında yada daha soğuk sütle mayalayın. Sıcak süt mayanızı öldürür. Mutlaka tahta yada plastik bir kaşıkla mayayı karıştırın. Metal kullanmayın.

7-Süre ortam sıcaklığa göre çok değişkenlik gösterebiliyor. Hafifçe kımıldattığınızda tutmuş olmalı fakat çok katı bir yoğurt değil aklınızdan çıkarmayın.

8- Normal mayalanma süresi ortam sıcaklığına göre 12-24 saatte tamamlanmaktadır. Eviniz serin ise bir tam gün gerekliyken sıcaksa 12 saatte hatta yaz sıcaklarında daha erken mayalanabiliyor. Özellikle ilk başlarda her 6-8 saatte bir kontrol etmeniz faydalı olur. Bakın tuttuysa buzdolabına kaldırın.

9- İlk mayalamada ortam serinse 24 saatte olgunlaşmamışsa ekstra bir süre verin fakat 36 saati geçirmeyin. 36 saat sonunda mutlaka buzdolabına kaldırın.

10- Mutfakta direk güneş ışığı almayan bir yerde bekletin. Bakteri kaçışları olmasın diye başka mayalı yiyeceklerden uzakta tutun.

11- Buzdolabında mutlaka 6-8 saat veya bir gece beklettikten sonra ikinci mayalamayı yapın.

12- Ikinci ve üçüncü mayalamayı aynı ilk mayalama gibi yaptıktan sonra yeterli miktara ve oturmuş bir Viili kültürüne ulaşmış olacaksınız.

13- Soğuk yada dondurulmuş olarak kullanabilirsiniz. Finliler ayrıca dondurarak dondurma yerine yiyorlar.

Viili yoğurt kültürünüzün saklanması:

Kısa süreli saklama:

Viili yoğurdu buzdolabında 7-14 gün saklayabilirsiniz ama benim tavsiyem 7 günde bir yeni yoğurt mayalamanız. 7 günden sonra gücü yavaşlıyor.

Uzun süreli saklama:

Dondurarak Saklama:

Viili yoğurdu mayaladıktan sonra buz kalıplarına dökerek sonrada kalıplardan çıkarıp ağzı sıkı sıkı kapalı bir torba veya kapta dondurucuda saklayabilirsiniz. 3-6 ay kalabiliyorlar ama ben 3 ayda bir yenilenmesini tavsiye ediyorum, çünkü güçleri azalıyor.

6 ay yada biraz daha fazla donduracaksanız, buz küplerini süt tozu dolu bir kapta dondurucuda saklayın daha güvenli olacaktır. Zararlı buzlanma ve hava ile temas kesilir.

Kurutarak Saklama:

Viili yoğurt mayanızı silikon düz bir yüzey üstünde yada bir parça yağlı kağıt üstünde temiz, serin havadar bir ortamda kurutabilirsiniz. Kurumuş mayanızıda bir kavanoz içinde, hatta zarf içerisinde oda sıcaklığında veya buz dolabında saklayabilirsiniz.

Kurutulmuş olarak kültürlerinizi 6 ay saklayabilirsiniz. Daha sonra tekrar canlandırmak için yukarıdaki prosedürü kullanabilirsiniz.

Afiyet olsun.

Byadmin

Kurutulmuş Viili Yoğurt Kültürünün Aktifleştirilmesi

1- Viili yoğurt kültürü oda sıcaklığında pastörize süt ile mayalanır. UHT Süt kullanmayınız.

2- Süt olarak inek sütü, keçi ve koyun sütleri kullanılabilir. Hatta soya sütü ve hindistan cevizi sütü ile de mayalanmaktadır. Fakat bu sütlerle mayalanmadan önce ilave maya ayrılmalıdır, çünkü soya sütü ile veya Hindistan cevizi sütü ile mayalandıktan sonra bir kez daha maya olarak kullanılamaz.

3- Teslim aldığınız Viili Kültürünüz kurutulmuş yoğurt kültürüdür. Yani ilk olarak aktif hale getirilmesi gerekir.

4- Viili’yi mayalayacağınız kap daima toprak cam veya tahta olabilir. Çok iyi yıkanmış ve ağzı biraz hava alan bir kap olmalıdır. Aktivasyon ve ilk üç mayalama için bardak ve kavanozlar işe yarar, çünkü miktarsal olarak az olacaktır. Ağzına tülbent koyarsanız daha iyi mayalanır çünkü hava almalı.

5- Aktivasyon için yaklaşık olarak yarım yemek kaşığı kurutulmuş Viili kültürünü iki yemek kaşığı süt içinde tahta kaşığın sapını kullanarak iyice karıştırıp mayalayın. Bardağın ağzını tülbentle kapatıp mayalanmaya bırakın.

6- Oda sıcaklığında yada daha soğuk sütle mayalayın. Sıcak süt mayanızı öldürür.

7-Süre ortam sıcaklığa göre çok değişkenlik gösterebiliyor. Hafifçe kımıldattığınızda tutmuş olmalı fakat çok katı bir yoğurt değil aklınızda bulunsun.

8- Normal mayalanma süresi ortam sıcaklığına göre 12-24 saatte tamamlanmaktadır. Eviniz serin ise bir tam gün gerekliyken sıcaksa 12 saatte hatta yaz sıcaklarında daha erken mayalanabiliyor. Özellikle ilk aktivasyonda her 6-8 saatte bir kontrol etmeniz faydalı olur. Bakın tuttuysa buzdolabına kaldırın.

9- İlk mayalamada ortam serinse 24 saatte olgunlaşmamışsa ekstra bir süre verin fakat 36 saati geçirmeyin. 36 saat sonunda herne şekilde olursa olsun buzdolabına kaldırın.

10- Mutfakta direk güneş ışığı almayan bir yerde bekletin. Bakteri kaçışları olmasın diye başka mayalı yiyeceklerden uzakta tutun.

11- Buzdolabında mutlaka 6-8 saat veya bir gece beklettikten sonra ikinci mayalamayı yapın.

12- Ikinci mayalanmada elinizdeki Viili kültürünüzün iki katı kadar süt koyup 12-24 saat bekleyin. 6-8 saatte bir kontrol edin. Tuttuğu zaman buzdolabına koyup dinlendirin.

13- Şayet 24 saatte hazır olmazsa ilave süre tanıyın ama 36 saati yine geçirmeyin.

14- Buzdolabında 6-8 saatte beklettikten sonra üçüncü mayalanmaya hazırdır.

15- Üçüncü mayalanmada Viili kültürünüzü yine iki katı sütle mayalayın. 12-24 saat mayalanmasını bekleyin 6-8 saatte bir kontrol edin tuttuğunda buzdolabına kaldırın.

16- Buzdolabında 6-8 saat veya bir gece bekledikten sonra hazırdır. Bu partiden gerekli miktarı ayırdıktan sonra kalanı yiyebilirsiniz.

17- Artık Viili yoğurt kültürünüz aktiftir. Geleneksel olarak yapılan Viili yoğurtlarında bir bardak süte bir yemek kaşığı maya kulanılmasına rağmen, benim tavsiyem kültürünüz daha güçlü hale gelene kadar yine maya miktarının iki katı sütle mayalamaya devam etmeniz olacaktır.

18- Birçok mayalama sonunda artık kültürünüz olgunlaştığında geleneksel orana geçerek her kaşık maya için bir bardak süt kullanabilirsiniz.

19- Her partiden bir sonraki parti için maya ayırmayı unutmayın. Ayırdığınız Viili kültürünü 7-14 gün içinde mayalayın. Yemek için ayırdığınız yoğurdunuz çok daha uzun süre buzdolabında tazeliğini korur.

Viili yoğurt kültürünüzün saklanması:

Kısa süreli saklama:

Viili yoğurdu buzdolabında 7-14 gün saklayabilirsiniz ama benim tavsiyem 7 günde bir yeni yoğurt mayalamanız. 7 günden sonra gücü yavaşlıyor.

Uzun süreli saklama:

Dondurarak Saklama:

Viili yoğurdu mayaladıktan sonra buz kalıplarına dökerek sonrada kalıplardan çıkarıp ağzı sıkı sıkı kapalı bir torba veya kapta dondurucuda saklayabilirsiniz. 3-6 ay kalabiliyorlar ama ben 3 ayda bir yenilenmesini tavsiye ediyorum, çünkü güçleri azalıyor.

6 ay yada biraz daha fazla donduracaksanız, buz küplerini süt tozu dolu bir kapta dondurucuda saklayın daha güvenli olacaktır. Zararlı buzlanma ve hava ile temas kesilir.

Kurutarak Saklama:

Viili yoğurt mayanızı silikon düz bir yüzey üstünde yada bir parça yağlı kağıt üstünde temiz, serin havadar bir ortamda kurutabilirsiniz. Kurumuş mayanızıda bir kavanoz içinde, hatta zarf içerisinde oda sıcaklığında veya buz dolabında saklayabilirsiniz.

Kurutulmuş olarak kültürlerinizi 6 ay saklayabilirsiniz. Daha sonra tekrar canlandırmak için yukarıdaki prosedürü kullanabilirsiniz.

Afiyet olsun.

Byadmin

Tanrıların Çayı “Kombu”

KOMBU ÇAYI NEDİR?

Kombu Çayı tatlı ekşi lezzetiyle pek çok sağlık faydasını da içerisinde bulunduran antik bir içecektir. Tadı daha çok narenciye sularının tatlı ekşi lezzetini andırsa da aslında şekerli çayın Kombu Mantarı ile fermente edilmesiyle oluşan bir içecektir.

Kombu Mantarı, mantar olarak adlandırılmasına rağmen aslında mantar ile ilgisi de yoktur. Birçok bakteri ve mantarın oluşturduğu simbiyotik bir kültürdür yani aynı zamanda hem probiyotik hem de prebiyotiktir.

Bu simbiyotik mantarı şekerli çay ile mayalayıp 1-2 hafta beklettiğinizde sağlıklı, eğlenceli ve ekonomik bir içeceğiniz olur.

Kombu Çayı ticari olarak bugün mevcut olsa da uzun süre dayanıklı olanların ya fermentasyonu erken kesilmekte ya da pastörize edilmektedir. Ancak bu yolla uzun süreli raf ömürleri sağlanabilir, aksi takdirde şişeler gaz çıkışından patlayacaktır. Fermantasyonun erken kesilmesi ise ürünün probiyotikliğini ortadan kaldırmakla kalmayıp tadını da sirkeleştirmektedir. Oysa taze evde yapılan veya hemen yapılıp satılan ürünler hem çok lezzetli hem de çok faydalıdır.

Kombu Çayı için sağlıklı bir Kombu mantarı gerekir. Kombu mantarı şeffaf jölemsi pankek şekline benzeyen bir kültürdür. Her partide yanına bebek mantar eklediği için Anne de denir. İçinde mayalandığı kabın şeklini alır. Bir çok kez mayalama yapabilir.

Kombu Çayı her tür çayla ve şekerle yapılabilir. 1-2 haftalık fermentasyon sonrasında içinde pek çok organik asitler, amino asitler, aktif enzimler, polifenol ve B Vitamini oluşur. Ayrıca mayalanma sonrasında ortaya çıkan karbondioksit sayesinde de kabarcıklanma meydana gelir. Gazlı içecek sevenler için bulunmaz nimet.

Kombu Çayı mantarından süzüldükten sonra su kefiri gibi ikinci fermentasyona alınabilir. Çeşitli taze meyve ve meyve sularıyla, baharat ve bitkilerle tadlandırılabilir. En çok yakışanlar narenciye suları, üzüm suyu, zencefil ve tarçın kabuğudur.

Kombu Çayı her çeşit çayla fermente edilebilir.

Yeşil çayla yapıldığında Kombu Mantarı kalınlaşır. Daha çok karbondioksit çıkışı olur. Kabarcıklanma artar. Yeşil çayla yapılan Kombu’da pek çok faydalı asit ortaya çıkar ancak çok daha hızlı asitleşir. Tadı siyah çaya nazaran daha keskindir.

Siyah çayla yapılan Kombu Çayı’nın içimi daha naiftir. En çok tercih edilen ve mantarı için en sağlıklı olanda siyah çaydır. Bazen ikisini birlikte de deneyebilirsiniz. Böylece ikisinin güzel özellikleri birleşecektir.

Beyaz Çay siyahla yeşil arası bir çaydır. İçimi en hafif olan bu çayın mantarı da daha ince olur. Fermentasyonu için daha uzun süre gerekir ama sonuç beklemeye değer. İçimi en güzel olan beyaz organik çayla yapılan Kombu Çayıdır.

Kombu Mantarı tüm kültürlerde olduğu gibi bakteri mantar bileşiminden oluşur. İçindeki mantarlar çaydaki mineralleri kullanarak şekeri glukoza ve fruktoza ayıran enzimleri üretir. Bu enzimleri üretirken açığa çıkan karbondioksitte kabarcıklanmayı oluşturur. İçindeki bakteriler de mantarlarla yapılan glukozu enerji kaynağı olarak kullanarak yararlı asetik asit ve glukoik asit üretmek için kullanır.

Kombu Çayı SİMBİYOTİK bir içecektir ve alışkın olmayan bünyelerde tıpkı kefirler gibi önce bağırsak florasında yıkıma başlar. Bu yıkımdan sonra yeni faydalı floranın yerleşmesini ve sonrasında da kuvvetlenmesini sağlar. İlk günlerde önerimiz azar azar tüketilmesi. Daha sonrasında dilediğiniz kadar tüketebilirsiniz.

Kombu Çayı çok kuvvetli bir DETOKS içeceğidir. Diüreiktir. Yani kahve gibi idrar söker bu yüzden çok miktarda tüketilecekse bol bol da su içilmelidir.

İçindeki bakteri ve mantarlar şekeri fermentasyon sırasında kullanarak tükettiği için Kombu Çayı’nın şeker oranı çok düşüktür. Bu sebeple DİABETİKLER tarafından bile tüketilebilir. Son bir laboratuvar tetkikine göre 30 ml (25-30 gr.) Kombu çayında 1.65 gr. şeker vardır.

Kombu çayını sadece hamile ve 4 yaşın altındaki küçük çocuklarda tavsiye etmiyoruz. Çünkü bu dönem kalsiyum, potasyum ve magnezyum gibi minerallerin en çok ihtiyaç duyulduğu dönemdir ve kambu çayı asetik asit içerir. Bu asit bazen sözkonusu minerallerin emilimini geçici olarak azaltabilmektedir. Sağlıklı hamilelerde sorun olmasa da yinede bu geçici dönemde içilmemesi daha risksiz olacaktır. Ayrıca ciddi mide rahatsızlıklarında da kontrollü tüketilmelidir.

KOMBU ÇAYININ TARİHÇESİ

En çok bilinen Kombu Çayı söylencesine göre ilk Kombu Mantarının M.Ö. 213 yılına dayandığı ve Çin TSin Hanedanı’nda Tarıların Çayı olarak sarayda kullanıldığı anlatılmaktadır. Ölümsüzlük Çayı, Çin Sonsuz Yaşam İksiri olarak da adlandırılır.

İkinci hikaye ise hasta Japon İmparatorunu 415’de tedavi eden Kombu isimli Koreli bir doktor tarafından ilk defa kullanılıp yayıldığı yolunda.

Aslında bu hikayeler kulağa hoş gelsede gerçek olduklarına dair hiç bir kanıt yok.

Gerçekte bilinen ilk kayıt Kombu Çayı’nın Rusya ve Ukrayna’dan 1. Dünya Savaşı sırasında Alman askerlerce Almanya’ya getirildiği ordanda dünyaya yayıldığı konusunda. Almanya’da savaş sonrasında “Mo-Gu” yada “Japon Mantarı” olarak eczanelerde satıldığı kayıtlardan incelenebiliyor.

1927 yılında Polonyalı Doktor Waldeck raporlarında Volga Mantarı yada Kvass Çayı denen bu şifalı içecekten bahsetmiştir.

Bugün tüm dünyaca bilinen Kombu Çayı yine de en çok Uzak Doğu’da sevilmektedir.

KOMBU ÇAYI’NIN FAYDALARI

– Kombu Çayı kuvvetli bir DETOKS içeceğidir.
Kombu Çayı doğası gereği içinde pek çok asit bulundurur. Özelliklede Glukoronik asit. Zaten doğal olarak sağlıklı bir karaciğer bu asitten bolca salgılar ama fazladan vücuda girmesi ile detoks etkisi başlar. Glukoronik asit vücuttaki toksinleri bağlayarak direk böbreklere yollar. Üstelik bu toksinler birkez bağlandı mı tekrar kaçamaz. Ayrıca bu asit Viral Enfeksiyonları durdurmakta ve safra kesesi taşlarını eritmekte birebirdir.

– Kombu Çayı içindeki asitler Kanseri önlemede ve durdurmada yardımcıdır.
Aleksander Solzenitsin Rus asıllı Nobel Edebiyat Ödüllü yazar otobiyografisinde, Sovyet çalışma kamplarında yakalandığı mide kanserini Kombu içerek tedavi ettiğini yazmış, bunu okuyan Başkan Regan’ın da yayılan kanseri için Kombu içmeye başladığı söylenmiştir. Başkan Regan 2004 yılında kanserden değil yaşlılıktan ölmüştür.

– Kombu Çay’ında Hyaluronik asit mevcuttur.
Bu asit cildin yapısını düzeltir. Nemlendirip, yağlandırır. Elastikiyetini arttırarak serbest radikallerin zararlarından korur. Cildin kolejen yapısını güçlendirerek karışıklıklarla mücadele eder. Sağlıklı bir cilt, saç ve tırnak yapısı için gereklidir.

– Kombu Çayı simbiyotiktir.
Kombu Çayı hem probiyotik hem prebiyotiktir. İçindeki bakteri ve mantarlar bağırsaklardaki kötü florayı yıkarak yerine yeni ve dost olanları yerleştirir ve onlara gerekli enerjiyi sağlarlar. Bu yapıları sayesinde tüm mide ve bağırsak problemlerinde önleyici ve tedavi edicidir. Antibiyotik kullanımından kaynaklanan problemleri çözmede, ishal ve vajinal mantarda etkilidir.

– Kombu Çayı antioksidandır.
Bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyonlara savaşta vücuda yardımcı olur.

– Kombu Çayı B vitamininden zengindir.

– Fibromiyalji ağrılarını azaltır.

– Depresyon ve anksiyete semptomlarını azaltır.

– Enerjinizi arttırarak gençleştirir. Cinsel sağlık için Uzak Doğu’da yaygın olarak kullanılmaktadır.

– Kombu Çayı egzama için tedavi edicidir. Egzamalı bölgeye pamukla sürülerek tedavi edilir. Döküntüleri ve kaşıntıyı önler.

– Cilde parlaklık veren bir toniktir. Saçlar Kombu Çayı ile durulanırsa kepeği arındırır. Güçlendirir.

– Ayaklarınızı Kombu Çayına batırarak tırnak ve ayak mantarından kurtulabilirsiniz.

– Salon ve bahçe bitkilerinizi rahatça sulayabilirsiniz. Toprağın pH’ını düşüren doğal bir gübredir.

Byadmin

Kombu Çayının Farklı Kullanımları

Kombu çayını normal süresinde tüketmeyip fermantasyona devam ettiğinizde yaklaşık 5-6 hafta sonra kombu çayı sirkeniz oluşur. Şekeri bakteri ve mantarlarca iyice tüketilmiş, ekşimiş kombu çayınız artık sirkeleşmiştir.

Önce sirke nedir diye bir göz atarsak sirke hemen hemen tüm şeker ihtiva eden meyvelerden, pirinçten yapılır. Önce meyvelerdeki şekeri tüketen mantarlarca alkol oluşur ardından bakteriler de bu alkolü tüketirler ve ortaya sağlıklı asitler, mesela asetik asit ortaya çıkar. Yani sirke olur.

Tıpkı sirke gibi kombu çayında da fermantasyon sonrasında asetik asit oluşur. Tipik olarak içilebilen kombu çayı %1 oranında asetik asit içerir daha uzun süre fermente edilirse bu oran %2-3 civarına yükselir. Sirkede ise mesela elma sirkesinde %5 civarındadır. Yani kombu sirkeye oranla daha az asitli daha az konsantredir.

İçilebilir olması, bir yığın sağlıklı asit ve vitaminleri barındırıyor olması yanında kombu çayını sirkeden ayıran temel özellik içinde bulunan ve sirkede olmayan, glukonik asittir. Bu asit vücuttaki ağır metalleri bağlayarak dışarı atılmasına yardımcı olur. Bu yüzden kombu çayı içmek toksinlerden kurtulmanın en kolay yollarından biridir.

Bu yazının konusu kombu çayının faydaları değil elbette, sirkeninkiler de değil. Bu yazıda zehirsiz evler için kombu çayının kullanımından bahsetmek istiyorum. Tıpkı sirkede olduğu gibi evde pek çok yerde kombu çayını kullanabilirsiniz: Salatalarda, temizlikte, vücudunuzda hatta yaraların temizlenmesinde.

Şayet bir kombu çayı kültürünüz varsa sadece içmek için kullanmayın, daha uzun fermente edin ve sirkeleştirin. Sonra da aşağıda sıraladığım pek çok yerde faydalanın. Neredeyse bedava elde edeceğiniz bu ürünle evinizi ve kendinizi kimyasallardan koruyabilirsiniz. Marketten alıp evinizi temizlemek için getirdiğiniz deterjanlara bir bakın hepsinin üstünde zehirli işareti var ve biz bunları kullanıyoruz. Her geçen gün astım hastalığı, nefes darlığı artıyor, çocuklar alerjilerden göz açamıyorlar. Artık alternatif çözümler bulmak zorundayız.

Tüm bu önerilerimi ev yapımı sirke ile de yapabilirsiniz. Ama marketten aldığınız, içinde ne gibi kimyasalların olduğu belli olmayan sirkeleri hiç önermem, çünkü hem cildinize hem eşyalarınıza zarar verebilecek yüksek asitlikte olabilir. Üstelik amacımız bizim olabildiğince kimyasallardan kaçınmak bu yüzden birinin yerine diğerini koymuyoruz.

Kombu çayı sirkesi kullanmak ise ev yapımı sirkeye göre çok daha iyi sonuç verecektir, çünkü asit oranı hem daha düşük hem de daha az yoğundur ayrıca sirkede olmayan glukonik asit cildinize ve size daha iyi gelecektir. Ayrıca ev yapımı sirke hem daha pahalı hem de yapımı biraz zahmetlidir. Ev yapımı sirke için mutlaka organik pestisitlerden, ilaç kalıntılarından uzak meyve kullanmak zorundayız bu da maliyetli bir şey. Üstelik yapımı da bir hayli emek istiyor. Bu sebeple ev yapımı sirkeyi gerçek amacında kullanmak daha akılcı olacaktır.

Oysa kombu çayı öyle değil. Tüm ihtiyacınız bir kez satınalacağınız kombu çayı kültürü daha sonra demlikte artan çayınızla bile mayalayabilirsiniz. Üstelik öldürmediğiniz takdirde ömür boyu ihtiyacınız sadece çay ve şeker olacaktır. Neredeyse 0 maliyetle elde edeceğiniz kombu sirkesini aşağıda sıraladığım tüm alanlarda kullanabilirsiniz. Bir taşla iki kuş; hem ucuz, hem de zehirsiz.

1-      SAÇINIZI DURULAYABİLİRSİNİZ: Bu kombu çayı sirkesinin en bilinen ve uygulanan alanlarından birisi. Saçları parlatmakla kalmıyor aynı zamanda da kepeği temizliyor. Kombu çayını bir kaba koyup üzerine aynı oranda su ilave ederek hazırladığınız karışımla saçlarınızı durulayabilirsiniz. Saçınızı normal yıkayıp durulayın ardından kombu sirkesiyle tekrar durulayıp fazlasını havluyla kurulayın. Ardından saçlarınızı tarayın kreme ihtiyacınız olmadan kolayca taranacaktır. Kuruduğu anda zaten kokusu da gidiyor merak etmeyin. Bu şekilde birkaç yıkama sonrasında asla kepek şampuanına ya da saç kremine ihtiyacınız kalmayacak bu da hem sağlığınıza hem de bütçenize fayda sağlayacak.

2-      YÜZ TONİĞİ OLARAK KULLANABİLİRSİNİZ: Hassas ciltler suyla seyrelterek, diğer ciltler seyreltmeden cilt temizliğinde tonik olarak kullanabilirler. Ciltteki akneleri ve siyah noktaları temizlemek için doğal bir temizleyicidir. Size nasıl geldiğini anlamak için önce elinizde deneyin sonra yüzünüze uygulayın. Güneş lekelerinin açılması için de kullanılıyor. Sirkenin asiti yüksek olduğundan cildinizi yıpratır oysa kombu çayı yıpratmadan temizler. Üstelik kombu çayını düzenli içenler ciltlerinin içten de güzelleştiğini aknelerin yok olduğunu fark edeceklerdir.

3-      TEMİZLİKTE MUTLAKA KULLANIN: Boşalan bir sprey deterjan kutusunu yıkayıp yarısına kadar kombu çayı sirkesi koyup üstünü normal suyla tamamlayın. Bu karışımı yüzey temizliklerinde kullanabilirsiniz. Ahşap mobilyalarınıza zarar verebilir kullanmayın ama diğer tüm alanlarda, camlarda, fayanslarda, lavabo ve küvette, mermer ve granit yüzeylerde kullanabilirsiniz. Sirkeden daha az asitli olduğu ve sulandırdığımız için mermerlerinize zarar vermez. Ahşap parkeler hariç yer silebilirsiniz, halı durulayabilirsiniz parlatır. Tekrar durulama istemez.

4-      KİREÇ ÇÖZÜCÜ OLARAK KULLANABİLİRSİNİZ. Bulaşık makinenize yıkarken ilave edeceğiniz bir fincan kombu çayı kireçlenmeyi engeller. Çaydanlıkta, su ısıtıcısında, musluk ve armatürlerde kireç çözmek için kullanabilirsiniz. Sonuçta asitli her şey kireci çözer, kombu sirkesi de ucuz ve pratik bir yoldur. Zehirli çözücüleri solumanız gerekmez.

5-      ÇAMAŞIRLARI YUMUŞATIR VE RENKLİLERİ PARLAKLAŞTIRIR. Çamaşır makinesinin yumuşatıcı gözüne koyup deneyin. Yumuşatıcı masrafından kurtulabilirsiniz. Pek çok uzman uyarıyor durulama ile bu kimyasallar arınmıyormuş ve deri döküntüleri alerjik astım yapıyormuş denemekten asla zarar gelmez.

6-      LAVABO AÇICI OLARAK DENEYİN. Tıkanmış lavabolarınıza zehir dökmeden önce bolca karbonat döküp, üstüne kombu çayı sirkesi koyup bir deneyin. Bol bol da sıcak su dökün açılmazsa kimyasallara geçersiniz.

7-       DOĞAL BİR BÖCEK SAVARDIR. Benim gibi karıncalı öldüremiyor, onlara ilaç sıkmak istemiyor ama aynı zamanda da mutfak tezgahınızda istemiyorsanız karınca yolu üzerine ve çıkıp geldikleri yerlere kombu sirkesi püskürtün kaçıyorlar. Ayrıca çocuklar maalesef bitlenebiliyorlar, bu bitlerin sirkeleri, sirkeyi sevmiyor. Banyodan sonra çocuklarınızın saçlarını ince tahtadan bir tarak yardımıyla kombu çayı sirkesiyle tararsanız hem bitlerin gelmesini önleyebilir hem de saçlarını güzelleştirirsiniz.

8-      ÇİÇEK SULAYIN. Eğer kireçli sert bir suyunuz varsa bitkilei sürekli bu suyla sulamak çiçeklerinize zarar verebilir arada kombu sirkeli suyla sularsanız asit dengesini korumuş olursunuz.

9-      MEYVE SEBZE YIKAYIN. Bir dolu para verip meyve sebze yıkamak için özel solüsyon satın almanıza gerek yok, kombu sirkeli suda bekleyip durulamanız yeter. Ayrıca hazır sirkede kullanmayın yağmurdan kaçıp doluya tutulursunuz.

10-   ELBETTE SALATALARINIZDA SİRKE YERİNE KULLANABİLİRSİNİZ. Bazıları sirkeyi fazla keskin bulabilir kombu sirkesi daha az keskindir. İstediğiniz salata sosunda sirke yerine deneyebilirsiniz.

11-   ET VE TAVUK MARİNASYONUNDA. Et ve tavuğu kombu çayı sirkesi, zeytinyağı ve baharatlarla marine edip pişirirseniz çok lezzetli olacaklardır.

Byadmin

Kombu Çayının Farklı Kullanımları

Kombu çayını normal süresinde tüketmeyip fermantasyona devam ettiğinizde yaklaşık 5-6 hafta sonra kombu çayı sirkeniz oluşur. Şekeri bakteri ve mantarlarca iyice tüketilmiş, ekşimiş kombu çayınız artık sirkeleşmiştir.

Önce sirke nedir diye bir göz atarsak sirke hemen hemen tüm şeker ihtiva eden meyvelerden, pirinçten yapılır. Önce meyvelerdeki şekeri tüketen mantarlarca alkol oluşur ardından bakteriler de bu alkolü tüketirler ve ortaya sağlıklı asitler, mesela asetik asit ortaya çıkar. Yani sirke olur.

Tıpkı sirke gibi kombu çayında da fermantasyon sonrasında asetik asit oluşur. Tipik olarak içilebilen kombu çayı %1 oranında asetik asit içerir daha uzun süre fermente edilirse bu oran %2-3 civarına yükselir. Sirkede ise mesela elma sirkesinde %5 civarındadır. Yani kombu sirkeye oranla daha az asitli daha az konsantredir.

İçilebilir olması, bir yığın sağlıklı asit ve vitaminleri barındırıyor olması yanında kombu çayını sirkeden ayıran temel özellik içinde bulunan ve sirkede olmayan, glukonik asittir. Bu asit vücuttaki ağır metalleri bağlayarak dışarı atılmasına yardımcı olur. Bu yüzden kombu çayı içmek toksinlerden kurtulmanın en kolay yollarından biridir.

Bu yazının konusu kombu çayının faydaları değil elbette, sirkeninkiler de değil. Bu yazıda zehirsiz evler için kombu çayının kullanımından bahsetmek istiyorum. Tıpkı sirkede olduğu gibi evde pek çok yerde kombu çayını kullanabilirsiniz: Salatalarda, temizlikte, vücudunuzda hatta yaraların temizlenmesinde.

Şayet bir kombu çayı kültürünüz varsa sadece içmek için kullanmayın, daha uzun fermente edin ve sirkeleştirin. Sonra da aşağıda sıraladığım pek çok yerde faydalanın. Neredeyse bedava elde edeceğiniz bu ürünle evinizi ve kendinizi kimyasallardan koruyabilirsiniz. Marketten alıp evinizi temizlemek için getirdiğiniz deterjanlara bir bakın hepsinin üstünde zehirli işareti var ve biz bunları kullanıyoruz. Her geçen gün astım hastalığı, nefes darlığı artıyor, çocuklar alerjilerden göz açamıyorlar. Artık alternatif çözümler bulmak zorundayız.

Tüm bu önerilerimi ev yapımı sirke ile de yapabilirsiniz. Ama marketten aldığınız, içinde ne gibi kimyasalların olduğu belli olmayan sirkeleri hiç önermem, çünkü hem cildinize hem eşyalarınıza zarar verebilecek yüksek asitlikte olabilir. Üstelik amacımız bizim olabildiğince kimyasallardan kaçınmak bu yüzden birinin yerine diğerini koymuyoruz.

Kombu çayı sirkesi kullanmak ise ev yapımı sirkeye göre çok daha iyi sonuç verecektir, çünkü asit oranı hem daha düşük hem de daha az yoğundur ayrıca sirkede olmayan glukonik asit cildinize ve size daha iyi gelecektir. Ayrıca ev yapımı sirke hem daha pahalı hem de yapımı biraz zahmetlidir. Ev yapımı sirke için mutlaka organik pestisitlerden, ilaç kalıntılarından uzak meyve kullanmak zorundayız bu da maliyetli bir şey. Üstelik yapımı da bir hayli emek istiyor. Bu sebeple ev yapımı sirkeyi gerçek amacında kullanmak daha akılcı olacaktır.

Oysa kombu çayı öyle değil. Tüm ihtiyacınız bir kez satınalacağınız kombu çayı kültürü daha sonra demlikte artan çayınızla bile mayalayabilirsiniz. Üstelik öldürmediğiniz takdirde ömür boyu ihtiyacınız sadece çay ve şeker olacaktır. Neredeyse 0 maliyetle elde edeceğiniz kombu sirkesini aşağıda sıraladığım tüm alanlarda kullanabilirsiniz. Bir taşla iki kuş; hem ucuz, hem de zehirsiz.

1-      SAÇINIZI DURULAYABİLİRSİNİZ: Bu kombu çayı sirkesinin en bilinen ve uygulanan alanlarından birisi. Saçları parlatmakla kalmıyor aynı zamanda da kepeği temizliyor. Kombu çayını bir kaba koyup üzerine aynı oranda su ilave ederek hazırladığınız karışımla saçlarınızı durulayabilirsiniz. Saçınızı normal yıkayıp durulayın ardından kombu sirkesiyle tekrar durulayıp fazlasını havluyla kurulayın. Ardından saçlarınızı tarayın kreme ihtiyacınız olmadan kolayca taranacaktır. Kuruduğu anda zaten kokusu da gidiyor merak etmeyin. Bu şekilde birkaç yıkama sonrasında asla kepek şampuanına ya da saç kremine ihtiyacınız kalmayacak bu da hem sağlığınıza hem de bütçenize fayda sağlayacak.

2-      YÜZ TONİĞİ OLARAK KULLANABİLİRSİNİZ: Hassas ciltler suyla seyrelterek, diğer ciltler seyreltmeden cilt temizliğinde tonik olarak kullanabilirler. Ciltteki akneleri ve siyah noktaları temizlemek için doğal bir temizleyicidir. Size nasıl geldiğini anlamak için önce elinizde deneyin sonra yüzünüze uygulayın. Güneş lekelerinin açılması için de kullanılıyor. Sirkenin asiti yüksek olduğundan cildinizi yıpratır oysa kombu çayı yıpratmadan temizler. Üstelik kombu çayını düzenli içenler ciltlerinin içten de güzelleştiğini aknelerin yok olduğunu fark edeceklerdir.

3-      TEMİZLİKTE MUTLAKA KULLANIN: Boşalan bir sprey deterjan kutusunu yıkayıp yarısına kadar kombu çayı sirkesi koyup üstünü normal suyla tamamlayın. Bu karışımı yüzey temizliklerinde kullanabilirsiniz. Ahşap mobilyalarınıza zarar verebilir kullanmayın ama diğer tüm alanlarda, camlarda, fayanslarda, lavabo ve küvette, mermer ve granit yüzeylerde kullanabilirsiniz. Sirkeden daha az asitli olduğu ve sulandırdığımız için mermerlerinize zarar vermez. Ahşap parkeler hariç yer silebilirsiniz, halı durulayabilirsiniz parlatır. Tekrar durulama istemez.

4-      KİREÇ ÇÖZÜCÜ OLARAK KULLANABİLİRSİNİZ. Bulaşık makinenize yıkarken ilave edeceğiniz bir fincan kombu çayı kireçlenmeyi engeller. Çaydanlıkta, su ısıtıcısında, musluk ve armatürlerde kireç çözmek için kullanabilirsiniz. Sonuçta asitli her şey kireci çözer, kombu sirkesi de ucuz ve pratik bir yoldur. Zehirli çözücüleri solumanız gerekmez.

5-      ÇAMAŞIRLARI YUMUŞATIR VE RENKLİLERİ PARLAKLAŞTIRIR. Çamaşır makinesinin yumuşatıcı gözüne koyup deneyin. Yumuşatıcı masrafından kurtulabilirsiniz. Pek çok uzman uyarıyor durulama ile bu kimyasallar arınmıyormuş ve deri döküntüleri alerjik astım yapıyormuş denemekten asla zarar gelmez.

6-      LAVABO AÇICI OLARAK DENEYİN. Tıkanmış lavabolarınıza zehir dökmeden önce bolca karbonat döküp, üstüne kombu çayı sirkesi koyup bir deneyin. Bol bol da sıcak su dökün açılmazsa kimyasallara geçersiniz.

7-       DOĞAL BİR BÖCEK SAVARDIR. Benim gibi karıncalı öldüremiyor, onlara ilaç sıkmak istemiyor ama aynı zamanda da mutfak tezgahınızda istemiyorsanız karınca yolu üzerine ve çıkıp geldikleri yerlere kombu sirkesi püskürtün kaçıyorlar. Ayrıca çocuklar maalesef bitlenebiliyorlar, bu bitlerin sirkeleri, sirkeyi sevmiyor. Banyodan sonra çocuklarınızın saçlarını ince tahtadan bir tarak yardımıyla kombu çayı sirkesiyle tararsanız hem bitlerin gelmesini önleyebilir hem de saçlarını güzelleştirirsiniz.

8-      ÇİÇEK SULAYIN. Eğer kireçli sert bir suyunuz varsa bitkilei sürekli bu suyla sulamak çiçeklerinize zarar verebilir arada kombu sirkeli suyla sularsanız asit dengesini korumuş olursunuz.

9-      MEYVE SEBZE YIKAYIN. Bir dolu para verip meyve sebze yıkamak için özel solüsyon satın almanıza gerek yok, kombu sirkeli suda bekleyip durulamanız yeter. Ayrıca hazır sirkede kullanmayın yağmurdan kaçıp doluya tutulursunuz.

10-   ELBETTE SALATALARINIZDA SİRKE YERİNE KULLANABİLİRSİNİZ. Bazıları sirkeyi fazla keskin bulabilir kombu sirkesi daha az keskindir. İstediğiniz salata sosunda sirke yerine deneyebilirsiniz.

11-   ET VE TAVUK MARİNASYONUNDA. Et ve tavuğu kombu çayı sirkesi, zeytinyağı ve baharatlarla marine edip pişirirseniz çok lezzetli olacaklardır.

Byadmin

Kombu Çayı Nasıl Yapılır?

Kombu Çayı yapmak için gerekli malzemeler:
– Kombu Mantarı
– 1/2 su bardağı daha önce yapılmış Kombu çayından (Mantarınız bu çayın içinde gelecektir. Sakın dökmeyin).
– 4-6 yemek kaşığı şeker (beyaz rafine toz şeker, kahverengi şeker kullanabilirsiniz diğer tatlandırıcıları tavsiye etmiyoruz.)
– 2-3 adet (5-6 gr.) çay (Mantarınız kuvvetlenene kadar öncelikler siyah ve yeşil çayı öneriyoruz. Daha sonra beyaz çayı da mutlaka deneyin.)
– 4 su bardağı damacana içme suyu (doğal kaynak suyu olmalı, çeşme suyunda klor olduğu için mantarınıza zarar verecektir.)
– 1 litrelik cam kavanoz.
– Tahta kaşık
– Plastik süzgeç (metal kullanmayın)

Yapılışı:

1- Ocakta suyu 5 dakika kaynatın ve ocağınızı kapatın.

2- Şekeri ilave edin ve  kaşıkla eriyene kadar karıştırın.

3- Şekerli suya çayı ilave edin demlensin,tekrar kaynatmayın. Damak tadınıza göre çayı demledikten sonra, süzün ve oda sıcaklığına gelene kadar ısısının düşmesini bekleyin.

4- Çayınızı çam kavanoza koyun ve tam doldurmayın.

5- Kavanozdaki çaya Kombu Mantarını ve daha önceki Kombu Çayından ilave edin. (Mantar zaten bu çayın içinde gelecektir. O çayı kullanın, kavanozunuza mutlaka ilave edin).

6- Kavanozun ağzında iki parmak boşluk kalmalıdır. Yoksa fermentasyon sırasında taşar.

7- Ağzını tülbent bezle kapatıp lastikle sabitleyin. Kapak kapatmayın ki hava alsın. Ağzını açık da bırakmayın ki kontamine olmasın.

8- Güneş görmeyen yerde oda sıcaklığında 1-2 hafta mayalanmaya bırakın.

10- 5 günden sonra temiz bir tahta kaşıkla tadına bakabilirsiniz.

11- Damak tadınıza uygun bir zamanda 1-2 haftanın sonunda çayınız hazır olacaktır. Mayalanma süresi arttıkça asit oranı artacak tadı keskinleşecektir. Kısa sürelerde ise şeker miktarı nispeten daha fazla olacaktır.

12- Çayınız hazır olduğunda süzün. Mantarı çıkarın ve çaydan yarım su bardağı ayırmayı unutmayın. Mantarı ve maya çayınızı yeni partiye ilave edin. Yada daha sonra yapmak için saklayın. Kombu Mantarınızı nasıl saklayabileceğinizi öğrenmek için bu konudaki yazımızı okuyabilirsiniz.

Kombu Çayınız hazır olduğunda dilerseniz bu haliyle tüketebilir, yada kuru/yaş meyveler, meyve suları veya çeşitli baharatlarla tadlandırarak 1-2 gün daha ikinci fermentasyona alabilirsiniz. Bu konuda daha fazla bilgi için ilgili yazımızı okuyabilirsiniz.

Afiyet Olsun.

Byadmin

Kombu Mantarınızı Nasıl Saklarsınız?

Kombu Çayınızı yapıp içtikten sonra ara vermek isterseniz, Kombu Mantarınızı saklayarak dilediğiniz zaman tekrar kullanabilirsiniz. Bunun için iki yoldan size uygun olanını seçebilirsiniz.

1- Kısa süreli saklama (3-4 hafta)
Kombu Mantarınızı kombu çayının içinde ağzı kapalı cam bir kavanozda buzdolabında saklayabilirsiniz. Soğuk fermentasyonu yavaşlatacaktır, buyüzden tekrar yapmak istediğinizde ilk parti çabuk fermente olmayabilir ama ikincide eski gücüne kavuşacaktır. Tadı ilkinde damak tadınıza uymazsa dert etmeyin ikinci tıpkı eskisi gibi olacaktır. Bu beğenmeyebileceğiniz ilk partiyi içmeyin ama diğer şekillerde değerlendirin. Bunun için Kombu çayı ile ilgili tanıtım yazımıza bakabilirsiniz.

2- Uzun süreli saklama (1 aydan fazla)
Yeni bir şekerli çay hazırlayın, Kombu Mantarınızı ve daha önceki partiden ayırdığınız mayalık Kombu Çayınızı koyun ve güneş görmeyen bir yerde oda sıcaklığında bekletin. 1-2 haftada bir içine biraz daha şekerli çay ilave edin ki aç kalmasın. Bu sisteme Kombu Oteli denmektedir. Dilediğiniz kadar bu şekilde saklayabilirsiniz. Tekrar yapmak istediğinizde mayanız zaten aktiftir. Hemen kullanabilirsiniz.

Byadmin

Kombu Çayı’nın Eğlenceli Kısmı İkinci Fermantasyon

Kombu Çayı’yla da su kefiri gibi gönlünüzce oynayabilirsiniz. Bir kez Kombu Çayı’nızı hazırladıktan sonra dilerseniz taze ve kuru meyvelerle, sebze veya meyve suları ile yada çeşitli baharatlarla tatlandırabilirsiniz. Bu tatlandırma işlemine ikinci fermantasyon adı verilmektedir.

Kolalı içeceklere alternatif gazlı Kombu Çayı:
Gazlı, kolalı içeceklere gençler ve bazı büyükler bayılır. İtiraf etmek gerekirse yaz sıcaklarında boğazımı gıdıklayan yapısıyla gazlı içecekleri ben de severim. Bu yüzden Kombu’mu gazlı çok seviyorum. İki haftalık fermantasyondan sonra mantarı süzüp, çayı kapaklı özelliklede çok sıkı kapaklı bir şişeye alın. Sonra içine bir iki tatlı kaşığı toz şeker ekleyip, 1-2 gün daha oda sıcaklığında bekletin. Daha sonra buzdolabında soğutun. Gazlı kombunuz hazır. Aman açarken dikkat edin patlayıp, köpürebilir fazla sallamayın. Tatlandırılmış her çeşit kombu çayına ikinci fermantasyon sırasında toz şeker eklerseniz kabarcıklanma olacaktır. Hem gazlı hem faydalı SOĞUK ÇAY isteyenler mutlaka denemeli.

Baharatlar ile ikinci fermantasyon:
Kombu Çayınızı süzüp başka bir cam kavanoz veya şişeye aldıktan sonra içine dilediğiniz baharatlardan ilave edebilirsiniz. İşte size birkaç alternatif:

Kakuleli Kombu:
1 litre kombu çayına 10-15 adet kakulenin kabuklarını çıkararak içlerindeki baharatı ilave edin 1-2 gün oda sıcaklığında bekletin, sonra süzerek soğuk için.

Zencefilli Kombu:
1 litre kombu çayına 2-3 kalın dilim zencefil atarak 1-2 gün oda sıcaklığında bekletin. Zencefilleri dilerseniz çıkartın yada içinde bırakarak soğutup için.

Elmalı, tarçınlı ve karanfilli Kombu:
1 litre Kombu çayına, bir orta boy elmayı kabukları ile birlikte dörde bölerek ilave edin. İçine 2 çubuk tarçın ve 15 adet karanfil ilave edin. 1-2 gün bekledikten sonra süzüp, soğuk için.

Taze ve kuru meyveler ile ikinci fermantasyon:
Hazırladığınız Kombu Çay’larınıza dilediğiniz taze ve kuru meyveleri ilave ederek 1-2 oda sıcaklığında bekletip süzdükten sonra içebilirsiniz. Yalnız taze meyveleri kabuklu olarak kullanacaksanız mumsuz, kuru meyvelerin ise kükürtsüz olmasına dikkat edin. Yoksa kombunuzun tadı hiç hoş olmayabilir.

Limonlu Kombu:
1 litre kombu çayına yarım limon sıkıp 1-2 dilimde kabuklu olarak ilave edin içine 2 kaşık toz şeker koyarak. 2 gün oda sıcaklığında bekletin. Aynı tarifi tüm turunçgillerle deneyebilirsiniz.

Taze Nane yapraklı ve taze zencefilli Kombu:
1 litre kombu çayına 2-3 dilim kabuğu soyulmuş taze zencefil ve 20 yaprak hafif havanda ezerek taze nane ilave edin. 1-2 gün oda sıcaklığında beklettikten sonra naneleri çıkarıp tazeleriyle değiştirerek buz küpleriyle servis edin.

Kuru Erikli Kombu:
1 litre kombu çayına 10-15 adet organik ekşi kuru erik ilave ederek 2 gün bekletin. Erikleri süzüp yiyebilirsiniz. Kombu’yuda soğutup seviş yapın. Kuru erik yerine kuru kayısı, kuru elma, kuşburnu ve diğer tüm kuru meyveleri kullanabilir daha sonrada bu meyveleri yiyebilirsiniz. Hem kombunuz fermente olacak lezzetlenecektir. Hem de çok faydalı fermente meyveleriniz olacaktır.

Meyve/sebze sularıyla ikinci fermantasyon:
Bir litrelik kavanoza 600 cc kombu, 300 cc taze sıkılmış veya pastörize meyve/sebze suları koyarak 1-2 gün beklettikten sonra severek içebilirsiniz. Eğer içine 1-2 tatlı kaşığı toz şeker koyup birde özellikle bu işler için yapılmış şişelere koyarsanız gazlı sodalı harika içecekleriniz olur.
Üzüm, şeftali, elma, havuç, mandalina, portakal, domates suları çok güzel oluyor.

Bunlar tamamen örnek. Aslında tarifler sadece sizin hayal gücünüzle sınırlı. Bu örnek tariflerdeki tatlar kombuyu hazırladığınız çay çeşidine; yani siyah, beyaz, yeşil çaya göre, fermantasyon sürelerinize göre, kullandığınız malzemenin kalitesi ve miktarına göre sürekli değişecektir. Zaten işin eğlenceli kısmı da burada, deneyin notlar alın kendinize has size özel tarifinizi yaratın.

Afiyet olsun.

Byadmin

Kombu Çayı hakkında bilinmesi gerekenler

– Her hazırladığınız kombu çayı partisinde yanında bir bebekte oluşur. Bu bebek kombu mantarıdır ve anneden ayırarak bunlarla yenisini üretebilirsiniz. Kombu çayı bebek mantarı kombu çayı içinde kaldığı süre uzadıkça yani mayalanmada kaldıkça gelişecek kalınlaşacak ve kendisi anne mantar olacakır.

– Bebek mantar içinde bulunduğu kavanozun ağzını kaplar. Bu sebeple ağzı genişçe bir kavanoz iyi olacaktır. İlk başlarda ince bir film tabakası gibidir ama dilerseniz bunu kombu çayı içinde uzun süre bekleterek kalınlaşmasını sağlayabilirsiniz.

– Bebek mantar bazen anne mantara yapışık olabilir onu elinizle yada temiz bir bıçakla ayırabilirsiniz.

– İstemiyorsanız bebek mantarı atın ama bir tane yedek olsun isterseniz güçlendirin.

– Tüm kültürler gibi kombu mantarı kültürü de yabancı bakteri ve mantarlara karşı dirençlidir ama yine de kontaminasyona karşı hijyene dikkat etmek gereklidir. Kontaminasyonu anlamak kolaydır mantarın üstü tüylenip nokta nokta olur ve bu renklidir. Kokusu ve görüntüsü iyi değildir. Küflenebilir. Her şeyden önce içgüdülerinize güvenin hoşunuza gitmeyen koku ve tattaysa içmeyin.

– Kombu çayında çeşitli tortu ve ölü mantar zinciri gezebilir tamamen zararsızdır. Süzün atın yada için.

– Kombu Çayı içmeye yavaş yavaş başlayın. Bünyeniz alıştıkça arttırabilirsiniz. Zamanla dilediğiniz kadar içebilirsiniz.

– Kombu Çayını hamile ve emziren kadınlarla, dört yaşın altındaki çocuklara tavsiye etmiyoruz.

– Kombu Çayı yaparken daima eski partiden ilave ederek hazırlanması kuvvetli bir mantar için gereklidir.

– Aynı mantarla defalarca kombu çayı yapılabilir ama çok uzun süre sonra mantarı yenilemek iyi olacaktır, çünkü tüm canlılar gibi yaşlanır.

Byadmin

Beyaz Peynir Yapımı

Bu tarifle 1 saatte kolay ve sağlıklı peynir yapabileceksiniz. İsterseniz börek ve tatlılarınızda, isterseniz sabah kahvaltılarınızda keyifle ve güvenle tüketebileceğiniz gibi dost ve arkadaşlarınıza da gururla ikram edebilirsiniz.

Bu tarife özel işimizi kolaylaştırmak için marketlerde satılan pastörize günlük süt kullanacağız. Ancak uzun ömürlü UHT kutu sütlerden yapmaya çalışmayın olmaz.

Byadmin

Kaşar Peynir Yapımı

Bu tarifle 1 saatte kolay ve sağlıklı peynir yapabileceksiniz. İsterseniz börek ve tatlılarınızda, isterseniz sabah kahvaltılarınızda keyifle ve güvenle tüketebileceğiniz gibi dost ve arkadaşlarınıza da gururla ikram edebilirsiniz.

Bu tarife özel işimizi kolaylaştırmak için marketlerde satılan pastörize günlük süt kullanacağız. Ancak uzun ömürlü UHT kutu sütlerden yapmaya çalışmayın olmaz.

Byadmin

7000 Yıldır peynir, sütün en lezzetli hali.

Bilim insanları tam 7000 yıl önce erken neolitik dönemde Polonya’da atalarımızın peynir yediğini tesbit etmiş. Bu çömlek yapımıyla aynı döneme tarihlenmektedir. İlk yapılan seramikler 1970’lerde bulunduğunda içlerindeki delikler görülmüş ama ne oldukları bilinememiş. Yıllar sonra yeni geliştirilen bir teknikle aynı seramikler tekrar incelenince bunların sütün peynire dönüştürülmesi aşamasında oluşan delikler olduğu belirlenmiş. Yani Mısırlılar 5000 yıl önce ilk ekmeği karmadan 2000 yıl önce, Polonyalı ataları, onun en yakışan katığını yapıp çoktan yemişler.

Peynir sütün en lezzetli hali. Yüzlerce çeşidi var. Her kültürde yemeklerde en çok başvurulan yiyecek maddesi. Üstelik çok da faydalı.

Peynir;

1- Kalsiyum deposu.
Sağlam kemikler, sağlam dişler için peynir birebir. İçinde barındırdığı yüksek kalsiyum sayesinde osteoporazla savaşta çok yardımcı. Ayrıca kalsiyum hamilelik süresince anne ve bebeği için çok gerekli. Migren ataklarını önlemede kalsiyum kullanılmakta.

2- Güçlü bir protein kaynağı.
Protein yapı taşı. Çocukların büyümesinde, yetişkinlerin hücre yenilenmesinde kullanılır. Peynir en güçlü protein kaynaklarından biri,

3- Çinko içerir.
Çinko cildi güzelleştirir. Yaraların iyileşmesi için gereklidir.

4- Hem A hem B vitamininden zengindir.
Cildi güzelleştirir. Hafızayı güçlendirir. Görüşü keskinleştirir.

5- Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Probiyotik olanlar bağışıklık sistemini güçlendirir.

6- Kanseri önlediği öne sürülen bir asit CLA (conjugated linoleic asit) peynirde mevcut.

7- Laktoz alerjisi olanlarca dahi tüketilebiliyor.
Sütün mayalanıp peyniri ayrıldığında laktoz yani süt şekeri peynir altı suyunda kalıyor. Böylece sütün pek çok Asyalı tarafından tolere edilemeyen kısmı ayrışıyor.

Tüm bunlar peyniri temel gıda maddeleri sıralamasında ilk sıralara koyuyor.

TÜRK HALKININ EKMEKTEN SONRA EN ÇOK TÜKETTİĞİ İKİNCİ GIDA PEYNİRMİŞ.

İşte tam bu noktada can alıcı sorumuz geliyor, NEDEN BU KADAR ZAHMETE KATLANIP PEYNİRİ EVDE YAPMALIYIZ?

1- İçine ne koyduğunuzu bilirsiniz. Ticari olarak raflarda yer alan peynirlerde, sağlık nedeniyle uzak durmak istediğimiz her şey var. Antibiyotikler, büyüme hormonları, pestisistler,GDO’lu ürünler. Çeşit çeşit katkı maddeleri, su tutucular, kıvam arttırıcılar. Liste uzayıp gidiyor. Elbette bunların hepsi kabul edilebilir sınırlarda. Fakat hergün tükettiğimiz tüm gıda ürünlerinden kabul edilebilir miktarlar toplandığında ne oluyor kimse bilmiyor.

2- Pekçok peynire sarı çekici rengini veren bir madde var adı annotto aslında doğal Güney Amerika’da yetişen bir ağaç ama değişik alerjik reaksiyonlara yol açıyor.

3- İthal peynirlerde kullanılan peynir mayalarında genetik olarak motifiye edilmiş bir çeşit mantar kullanılmakta. Buda GDO’dan korunmak isteyenler için çok önemli.

4- Peyniri evde yapmak aslında çok ucuz değil ama ödediğiniz her kuruş peynirin kalitesine yansıyor. Oysa marketlerden satın aldığınızda ödedikleriniz dükkan kiraları, taşıma giderleri, stok maliyetleri oluyor. Üstelik katkı maddelerine çeşitli kimyasallara da para ödemiş oluyorsunuz.

5- Peynir yapmayı öğrenmek bisiklete binmeyi öğrenmek gibi bir kere öğrendiniz mi hiç unutmuyorsunuz. Üstelik yapmaya başladığınızda tat ve sağlık açısından kazandıklarınızı düşündükçe vaz geçemiyorsunuz.

6- Çocuklarla da yapılabilen ucuz ve hayranlık uyandıran bir hobi. Pek çok hobinin aksine büyük bir maliyet gerektirmiyor. Üstelik evde yaptığınız peyniri ikram ettiğinizde yada bir yakınınıza hediye ettiğinizde çok beğeniliyor, çünkü herkes peyniri seviyor.

7- Peynir yapımındaki belirli aşamaları öğrendikten sonra dilediğiniz çeşit peyniri yapabiliyorsunuz üstelik lezzeti tutturamasanız bile yeniyor. Hiç ziyan olmuyor.

Byadmin

Su Kefiri Yapımı ve Tatlandırılması

Su kefiri en güzel geniş ağzı olan, cam bir litrelik kavanozda mayalanır.

Kullanacağınız su mutlaka klorsuz içme suyu olmalıdır.

Metal kaşık kullanmayın. Tahta veya plastik olabilir.

Hem kahverengi hem de beyaz şeker kullanabilirsiniz. Kullandığınız şekere göre mayalarınızın rengi şeffaftan kahverengiye kadar değişebilir.

Kullanılan kuru meyvelerin organik veya tamamen kimyasallardan ve ilaçlardan arınmış olmasını tavsiye ederiz. Aksi takdirde mayalarınız zarar görebilir.

BİRİNCİ FERMENTASYON:

 

  1. Bir litre oda sıcaklığında suya 4-5 kaşık toz şeker koyup karıştırın.
  2. Mayalarınızın üstüne ilave edin.
  3. Kavanozu ağzına kadar doldurmayın. Biraz boşluk bırakın ki taşmasın.
  4. İçine kuru meyve atın. Aşağıdakilerden sadece birini tercih edin.
    * 1 adet incir veya
    * 10 adet kuru üzüm veya
    * 2 adet kuru kayısı veya
    * 2 adet kuru erik
  5. İki gün oda sıcaklığında direk güneş ışığı almayan bir yerde mayalanmaya bırakın. Eviniz soğuk ve kış mevsimi ise 3 gün bekleyin.
  6. 2 gün sonra mayalarınızı plastik süzgeç yardımı ile süzün ve yeni temiz bir kavanozla ikinci partiyi mayalayın.
  7. Yaptığınız su kefirini isterseniz bu saf şekliyle tüketebilirsiniz. Ancak biz daha lezzetli ve eğlenceli olması için mutlaka ikinci fermantasyonu deneyin.

 

İKİNCİ FERMANTASYON:

Süzdüğünüz su kefirini tatlandırmak için zevkinize göre taze ve kuru meyveler, bitki çayları, baharatlar, taze sıkılmış meyve suları hatta sebze suları kullanabilirsiniz. Bu konuda tariflerimizden yararlanabilirsiniz.

 

  1. Su kefirinizi içine koyduğunuz ilavelerle birlikte ağzı sıkı kapalı bir şişe yada kavanozda 1-2 gün yine oda sıcaklığında bekletin.
  2. Karbondioksit çıkışını yani kabarcıklanmayı arttırmak için bir tatlı kaşığı toz şeker ilave edebilirsiniz.
  3. Damak tadınıza göre 1 yada 2 gün daha mayalandıktan sonra buzdolabına koyun.
  4. 4-5 gün içinde tüketiniz. Uzun süre beklemesi halinde tadı değişir ve alkol oranı yükselir.

 

Not: Ekmek sirke turşu dahil tüm mayalı ürünlerde doğası gereği alkol bulunur. Bunlar sarhoş edici özelliği olmayan alkollerdir. Su kefirinde de ikinci fermentasyondan sonra uzun süre beklemesi halinde proses devam edeceği için alkolleşme sirkeleşme görülecektir.

Byadmin

Kurutulmuş Su Kefiri Mayalarının Uyandırılması

Elinize ulaşan poşet içindeki kurutulmuş su kefiri mayalarınızı kullanacağınız süreye kadar buzdolabında saklayınız.

Su kefiri en güzel geniş ağzı olan, cam bir litrelik kavanozda mayalanır.

Kullanacağınız su mutlaka klorsuz içme suyu olmalıdır.

Metal kaşık kullanmayın. Tahta veya plastik olabilir.

Hem kahverengi hem de beyaz şeker kullanabilirsiniz. Kullandığınız şekere göre mayalarınızın rengi şeffaftan kahverengiye kadar değişebilir.

Kullanılan kuru meyvelerin organik veya tamamen kimyasallardan ve ilaçlardan arınmış olmasını tavsiye ederiz. Aksi takdirde mayalarınız zarar görebilir.

 

  1. Bir litrelik cam kavanozun dibine az bir miktar su koyun.
  2. Kurutulmuş kefir mayalarını içine atıp 15 dakika bekleyin.
  3. Bir litre oda sıcaklığında suya 4-5 kaşık toz şeker koyup karıştırın.
  4. Mayalarınızın üstüne ilave edin.
  5. Kavanozu ağzına kadar doldurmayın. Biraz boşluk bırakın ki taşmasın.
  6. İçine kuru meyve atın. Aşağıdakilerden sadece birini tercih edin.
    * 1 adet incir veya
    * 10 adet kuru üzüm veya
    * 2 adet kuru kayısı veya
    * 2 adet kuru erik
  7. 2 gün oda sıcaklığında direk güneş ışığı almayan bir yerde mayalanmaya bırakın. Eviniz soğuk ve kış mevsimi ise 3 gün bekleyin.
  8. 2 gün sonra mayalarınızı plastik süzgeç yardımı ile süzün ve yeni temiz bir kavanozla ikinci partiyi mayalayın.
  9. Süzdüğünüz su kefirinin ilk iki partisini sağlık açısından bir zararı olmasa da tat olarak pek iyi olmayacağı için dökün.
  10. Üçüncü kez yaptığınız su kefirini isterseniz bu saf şekliyle tüketebilirsiniz. Ancak biz daha lezzetli ve eğlenceli olması için ikinci fermantasyonu özellikle öneriyoruz. Bu konuda tarifler bölümümüzden ve su kefiri yapımı yazımızdan yararlanabilirsiniz.

 

Afiyet olsun.

Byadmin

Ben Bu Su Kefirine Bayıldım!!!!!!

Mayalı hamur işlerinin tümü, çeşit çeşit peynirler, turşular tamam hepsi harikada, ben içlerinde en çok bu su kefirini sevdim. İşte nedenleri :

 

  1. Su kefiri çok lezzetli, içinde bir yığın kabarcıklar var. Sıcak yaz günlerinde gazlı içecekleri benim gibi sevip zararlarından dolayı asla tercih etmeyenler için muhteşem.
  2. Çok eğlenceli tarifleriyle oyna dur. Meyve suyuyla fermente et, ikinci fermentasyonda meyve suyu koy, bitki çaylarıyla dene. Tamamen hayal gücüne kalmış. Sayısız seçenek yaratabilirsin. Limon ekle limonata tadında olsun. Nane, limon ve yeşil çayla karıştırıp buzlu çay yap. Buzla shakerdan geçir süsle.
  3. Her ilave ile tadı değişiyor. Asla hep aynı lezette olmuyor. Kuru meyveler, taze meyveler, şeker çeşitleri hepsi tatlı süprizler yaratıyor.
  4. Susuzluğa birebir. Elbette suya alternatif olamaz ama yazın sıcakta da sırf suyla olmuyor kiii.
  5. Çocuklar çok seviyor. Hazır meyve sularıyla, gazlı, kolalı içeceklerle rahatça rekabet edebiliyor.
  6. En çokta vakti dar olup da, iyi beslenmek ve iyi beslemek isteyenler için. Elbette taze sıkılmış meyve suları iyi bir tercih ama her sabah işe yetişmeye çalışan günümüz anneleri nasıl yapsın? Oysa benim su kefirim rahatça 3-4 gün saklanabiliyor.
  7. Marketten taşımaktan kolay. Her 48 saatte bir hazır.
  8. Maliyeti çok ucuz. Mayaları öldürmediğin taktirde kullan dur.
Byadmin

Meksikalı Kuzen: Su Kefiri

 

İlk kez su kefiri ismini duyduğumda nedir bu demiştim. Benim bildiğim kefir hani beyaz renkli sulu yoğurda benzeyen içecekti. Su kefiride neyin nesiydi böyle? Meğer su kefiri Kafkas kuzenine çok benzese de apayrı olan Meksikalı bir bakteri mantar kültürüymüş.

Su kefiride tıpkı bizim kefir gibi maya ile üretiliyor. Mayasını yapamıyorsunuz, mutlaka elde etmek gerekiyor. İki mayada da benzer yararlı bakteri ve mantarlar bulunsa da ikisi tamamen ayrı. Görünüşleri bile çok farklı.

Süt kefiri mayası naif, beyaz renkli, karnıbahar çiçeklerine benziyor. Yumuşak ama dayanıklı tıpkı kadınlar gibi. Su kefiri mayası ise şeffaftan kahverengiye kadar değişik renklerde olabiliyor bu kullanılan şekere göre değişiyor. Tuz kristalleri gibi sert ama biraz güç uygularsan kırılıp dağılıyor. Biraz erkelere benziyor.

Meksika’da ilk defa tatlı bir özsuyu olan kaktüslerde bulunduğu söyleniyor. İsmine Japonlar su kristali diyor. Tıpkı süt kefiri gibi çoğalıp genişliyor ürüyorlar.

Su kefiri bir lakto fermente içecek.

Şekerle veya meyve sularıyla fermente oluyor ve sonunda laktik asit, ethanol ve karbondioksit ortaya çıkıyor.  Lakto-fermente’de ki lakto laktoz(süt şekeri) değil. Laktik asit. İçinde süt ürünü yok laktoz alerjisi olanlarca veya vejeteryanlarca tüketilebiliyor. Tüm mayalı yiyecek ve içeceklerde olduğu gibi sonunda alkol açığa çıkıyor ama oranı %0.5-%0.75 düzeyinde (ikinci fermentasyonda 2 günden çok oda sıcaklığında bekletirseniz alkol oranı artabiliyor ama yinede oldukça düşük). Bu tür alkol fermente olan tüm yiyeceklerde var. Bozada süt kefirinde, meyve sularında vs. Fermentasyon sonunda açığa çıkan karbondioksitte gazlı içeceklere düşkün kişiler için harika.

Su kefiri sıcak yaz günlerinde doğal bir gazlı içecek.

Sıcak havalarda gazlı içeceklerden çıkan baloncukların boğazınızda bıraktığı histen vaz geçemiyorsanız. Su kefiri tam size göre üstelik içinde işlenmiş şeker, renklendiriciler, suni aromalar, tatlandırıcılar olmayan. İçerdiği yararlı bakteri ve mantarlarda bonusu.

Su kefiri de süt kefiri kadar faydalı mı?

Çok kısa ve net EVET.

Su kefiri probiyotik.  Sindirim sisteminiz ve bağışıklık sisteminiz için harika.

Tansiyon ve kollesterolün düzenlenmesinde yardımcı.

B vitaminleri ve follik asit yönünden zengin.

Pekçoklarına göre antimutajen bir gıda. Vücuttaki serbest radikallerin yönetiminde yardımcı.

Kafeinsiz. Uyarıcı etkisi yok. Çocuklarda pek çok gazlı içeceğin yaratacağı uyarıcı etkisine sahip değil.

Süt kefirinde sütten belli bir miktarda yağ alırken su kefiri yağsız. Bolca tüketilebilir.

DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKSE sahip. İçindeki bakteri ve mayalar şekerle besleniyor. Bu yüzden tatlı bir içecek olmasına karşın fermente şeker kana hızla karışmıyor. Açlık hissini tetiklemek şöyle dursun tokluk hissi veriyor. Kilosuna dikkat edenler için ideal.

Tüm bunlara ilaveten ucuz. Kefir mayaları tekrar tekrar kullanılabiliyor.

Deneyin çok eğlenceli.

Byadmin

Beyaz Peynir Yapımı

1 çiğ süt

Video

Beyaz Peynir çiğ sütten yapılır. Pastörize sütten yapmaya çalışırsanız kıvam yakalamanız zorlaşır ama imkansız da değildir.

 

 

 

 

 

5 benmarin tenceresi

Sütün ateşle direkt temas etmemesi peynir verimini artıracaktır. Eğer elinizde benmari tenceresi yoksa, normal tencere kullanarak da sütünüzü

pastörize edebilirsiniz.

 

 

 

 

 

4

Benmari tenceresi iç içe geçmiş iki kaptan oluşur. Alttaki kapta su vardır ve su sayesinde süt ısınırken ateşle direk temas etmez.

 

 

 

 

 

 

IMG_0959
Sütü 70 derecede 10-15 saniye bekletmenizpastörize olması için yeterli olacaktır.

 

 

 

 

 

8 sogutma

Pastörize edilmiş sütün sıcaklığını hızlı bir şekilde 35-37 dereceye kadar düşürün.

 

 

 

 

 

 

14-img

Mayalama sıcaklığına kadar ısısı düşen sütünüze yarım su bardağı kadar ayran kıvamına getirilmiş yoğurt ilave edin. Sonra karıştırın.

 

 

 

 

 

 

DSC_5542

10 kg süt için 1 kapak (4 cc cc) şirdan maya kullanın. Eğer piyasada satılan hazır peynir mayalarından kullanacaksanız üreticinin talimatlarına uygun miktarda mayayı sütün içine ilave ederek karıştırın. Sütünüzün mayalanma sıcaklığı olan 35-37 derece aralığında olmasına özenle dikkat edin.

 

 

 

 

4 pastorizasyon

Süte maya ilave ettikten sonra 10 saniye kadar karıştırın. Sütü karıştırırken çok fazla dalgalanmamasına dikkat edin. Mayanızın gücüne göre 1-1.5 saat içinde süt mayalanıp jölemsi bir hale gelecektir.

 

 

 

 

 

DSC_5807

Jölemsi peynir pıhtısını mayalanan kabın içinde bıçakla kesin.  Pıhtıyı kare şeklinde 2×2 cm ebatlarında kesebilirsiniz

 

 

 

 

 

DSC_5558

Kesilen parçalar tencerenin derinliğine kadar inmelidir.

 

 

 

 

 

DSC_5811

 

Elinizde peynir pıhtısını süzebilecek uygun bir kap bulunması lazım. Bu kabın içine tülbent bezini serin. Kesilen parçaları 30 dakika kadar bekletip, iyice sulandıktan sonra süzme kabına alın ve peynir pıhtısını 2-3 saat kadar süzün.

 

 

 

DSC_5866

Peynir pıhtısının, suyu iyice süzüldükten sonra, tülbent bezinin ağzını sıkıca bağlayın. Eğer elinizde peynir pıhtısını koyacak kalıbınız varsa bu aşamada peynirlerinizi kalıba koyabilirsiniz.

 

 

 

 

DSC_5868

Peynirinizin üzerine ağırlık koyun ve 1 gün daha suyu süzülmesi için bekletin.

 

 

 

 

 

DSC_5869

 

 

Peynir altı suyu B vitamini açısından çok zengindir, atmayın. Yemeklerinizde, çorbalarınızda ve hamur işlerinizde kullanın. Hem çok faydalı hem de çok lezzetlidir. İçilmesinde de hiç bir sakınca yoktur. Pek çok sporcu gıdasında bu peynir suları kullanılır.

 

 

DSC_5871

Bekleyen ve baskıdan çıkan peynir, suyunu iyice atar

 

 

 

 

 

DSC_5875

Peyniri parçalamadan tülbent bezi çıkarın ve porsiyonlara ayırın.

 

 

 

 

 

DSC_5879

%15 oranında tuzlu salamura suyu hazırlayın. Su, uygun tuzluluk oranına ulaşmışsa içine atacağınız yumurta suyun üzerinde yüzecektir.

 

 

 

 

 

DSC_5880

Peynirlerinizi uygun büyüklükte bir kaba yerleştirin. Üzerini tamamen kapayacak şekilde tuzlu salamura suyunu ilave edin.  Artık buzdolabınıza yerleştirebilirsiniz.

AFİYET OLSUN

Byadmin

Kaşar Peyniri Yapımı

1 çiğ süt

Video

Kaşar Peyniri çiğ sütten yapılır. Pastörize veya uzun ömürlü sütlerden yapmaya çalışmayın kesinlikle olmaz.

 

 

 

 

 

DSC_5517

10 kg çiğ sütü pastörize etmek için tencereye dökün. Pastörize işlemi sırasında benmari tenceresi kullanırsanız peynir veriminiz yükselir.

 

 

 

 

 

7 pastorizasyon

Sütü 70 derecede 10-15 saniye bekletmenizpastörize olması için yeterli olacaktır.

 

 

 

 

 

 

DSC_5551
Pastörize edilmiş sütün sıcaklığını hızlı bir şekilde 35-37 dereceye kadar düşürün.

 

 

 

 

14-img

Mayalama sıcaklığına kadar düşen sütünüze yarım su bardağı kadar ezilmiş, ayran kıvamına getirilmiş yoğurt ilave edin. Sonra karıştırın.

 

 

 

 

 

 

DSC_5542

10 kg süt için 1 bardak (200-250 cc) şirden maya kullanın. Eğer piyasada satılan hazır peynir mayalarından kullanacaksanız üreticinin talimatlarına uygun miktarda mayayı sütün içine ilave ederek karıştırın. Sütünüzün mayalanma sıcaklığı olan 35-37 derece aralığında olmasına özenle dikkat edin.

 

 

 

 

4 pastorizasyon

Süte maya ilave ettikten sonra 10 saniye kadar karıştırın. Sütü karıştırırken çok fazla dalgalanmamasına dikkat edin. Mayanızın gücüne göre 1-1.5 saat içinde süt mayalanıp jölemsi bir hale gelecektir.

 

 

 

 

 

18

Peynir pıhtısını orta ateşte 45 dereceye kadar ısıtın.Bu işlem sırasında pıhtıyı karıştırın pirinç tanesi büyüklüğüne kadar indirim.Karıştırma işleminde büyük yumurta çırpıcı kullanabilirsiniz.

 

 

 

 

 

19

Pıhtı uygun sıcaklığa geldiğinde topaklanarak lastik gibi bir kıvama gelir. Pıhtıyı süzgeç veya tahta kaşık yardımıyla toplayıp bir süzgece alın.

 

 

 

 

 

 

21

Elinizde peynir pıhtısını süzebilecek uygun kaplar olması gerekir. Uygun ebatlardaki plastik süzgeçleri bu iş için kullanabilirsiniz. Ancak yinede çok fazla plastik ürün kullanmamaya dikkat edin.

 

 

 

 

 

DSC_5569

Peynir pıhtısı nı süzerken tülbent bez kullanın. Peynir altı suyu B vitamini açısından çok zengindir. Mümkünse atmayın. Yemeklerinizde , çorbalarınızda ve hamur işlerinizde kullanın. Hem çok faydalı hem de çok lezzetlidir. İçilmesinde de hiç bir sakınca yoktur. Pek çok sporcu gıdasında bu peynir suları kullanılır.

 

 

 

 

DSC_5573

Oluşan peynir pıhtısını oda sıcaklığında 1 gün beklemeye alın. Bu arada pıhtı süzülmeye devam edecektir.

 

 

 

 

 

IMG_0815

Bir gün bekleyen peynir pıhtısı sertleşecek, gözenekli bir yapıya kavuşacaktır.

 

 

 

 

 

 

DSC_5588

Peyniri rondodan geçirerek pirinç tanesi boyutuna kadar indirin. Eğer rondonuz yoksa peynir kalıbınızı elma soyar gibi ince şeritler halinde kesin.

 

 

 

 

 

IMG_0818

Peyniri haşlamak için tencere ve içine geçebilen süzgece ihtiyacınız olacak

 

 

 

 

IMG_0822

Tencerenizi temiz su ile doldurun. 80-90 dereceye kadar ısıtın.

 

 

 

 

 

 

IMG_0823

Rondadan geçirdiğiniz peyniri ısınan suyun içine atın.

 

 

 

 

 

 

IMG_0825

Birkaç dakika içinde peynir erimeye başlar. Erimeye başlayınca tahta kaşıkla ara ara çeviriniz. Suyun içinde lastik kıvamına gelince tezgaha alın. Hamur halindeki peyniri birkaç kez üst üste katlayın. Tekrar tencerenize atıp biraz daha erimesi için ısıtın işlemi tekrarlayın.

 

 

 

 

 

IMG_0829

Peynir sertleşme den tekrar dışarı alın ve şekil verin. Peynir soğumadan şekil vermeniz gerekir. Bu işlem sırasında tercih ederseniz peynirinizi tuzlayabilirsiniz.

 

 

 

 

 

IMG_0834

İsterseniz sıcak kalıba yerleştirin. Buzdolabına koymayın oda sıcaklığında soğumasını bekleyin. Soğuduktan sonra kalıptan çıkarın

 

 

 

 

 

 

DSC_5803

Kalıptan çıkarttıktan sonra tahtanın üzerine koyun. İlk gün birkaç saat de bir peynirinizi tersyüz edin. Peynirinizi 1 gün sonra yemeye başlayabilirsiniz.

 

Peyniri bekleterek aromasını artırabilirsiniz. Bekletirseniz 3 gün boyunca her gün çevirin. Sonraki günlerde 3 günde bir çevirin. Bir hafta sonra peyniriniz sararıp kabuk yapmaya başlayacaktır. Tamamen sararıp biraz kabuk yaptıktan sonra dolabınıza koyabilirsiniz.

Afiyet olsun.

Byadmin

Su Kefiri Mayalarının Saklanması

Su Kefiri mayalarınızın korunup saklanması çok kolaydır. İstedikleri sadece şekerli sudur.

Kısa süreli saklama (iki aydan az bir süre):

Elinizde yeterli miktarda kefiriniz varsa veya biraz ara vermek isterseniz bir miktar şekerli su içinde iki aya kadar buzdolabında su kefiri mayalarınızı saklayabilirsiniz.
Tekrar kefir yapmak içinse buzdolabından çıkardığınız mayalarınızı yeni taze şekerli suya koyup 24 saat oda sıcaklığında bekletin. Ilk partiyi az bir miktar şekerli su ile yapın çünkü içmeyip dökeceksiniz. Tekrar mayaladığınızda yavaş yavaş miktarı arttırarak eski orijinal miktarına kadar çoğaltın. Her 24-72 saatte bir yenileyin dolapta kaldıkları süreye göre 2-10 gün içinde mayalarınızın metabolizmaları normale dönüp tekrar dengeli bir kefir yapacaklardır. İçmek için damak tadınıza güvenin hoşunuza giden partiden içmeye başlayın. En geç on gün içinde normalleşip çoğalmaya başlayacaklardır.

Uzun süreli saklama (iki aydan uzun süre):

Derin dondurucuda saklama :
Derin dondurucuda saklamak için su kefiri mayalarınızı önce soğuk içme suyuyla durulmayıp, kağıt havlu ile kurulayın. Sonra küçük bir kapta şekerin içine gömün. Bu şekilde derin dondurucuda uzun süre saklayabilirsiniz. Altı ayı geçtikten sonra riskli. Derin dondurucudan çıkardıktan sonra buzdolabının üst rafında çözdürüp az bir miktar şekerli suya koyun oda sıcaklığında 24-72 saat bekletip mayalandırın. Kefiri dökün. Bu işlemi az bir şekerli su ile bir kaç defa tekrar edin. 3-14 gün içinde kefir mayalarınız kendine gelerek dengeli bir içecek üretmeye başlayacaktır.

Kurutarak Saklama:
Su kefiri mayalarınızı soğuk içme suyu ile güzelce yıkayıp kağıt havlu ile kurulayın. Sonra yine kağıt havlu arasında veya üstüne tülbent bez girdiğiniz bir kapta kurumaya bırakın. Serin havadar ve karanlık bir ortamda 3-5 gün içinde kuruyacaklardır. Renkleri koyulaşıp, sertleşince ve büyüklükleri yarıya inince kağıt bir zarfa koyup yine serin bir yerde muhafaza edebilirsiniz. Altı ay sorunsuz kalırlar.
Tekrar canlandırmak için önce bir kaç saat soğuk içme suyunda bekletin. Eski büyüklüklerine ve şekillerine kavuşunca normalde ne kadar şekerli su ile mayalıyorsanız o kadar miktarda suyun içine koyun. Oda sıcaklığında 24-72 saat bekletin. Bu kefiri dökün. Genelde 2-10 gün içinde metabolizmaları normale dönerek tekrar dengeli kefir üretmeye başlarlar. 3-12 hafta içinde çoğalırlar. Şayet bu süre zarfında hala sert kalır çoğalmazlarsa dökün, başınız sağolsun :)

Byadmin

Su Kefiri Yapım Videosu

https://www.youtube.com/watch?v=rHqq1Mw5URM&feature=youtu.be

 

Su kefri yapımını yukarıdaki linki tıklıyarak izleyebilirsiniz.

YAPILIŞI:

1- Oda sıcaklığındaki 1 lt suya, 1 su bardağı (200-250 gr veya 4-6 kaşık) şeker karıştırılarak eritilir.

2- En az 50 gr su kefiri mayası ilave edilir.

3- Arzu edilirse, fermentasyonu hızlandırmak için, içine 1 adet kuru incir, 2-3 adet kuru erik veya 5-10 ad kuru üzüm ilave edilebilir.

4- 2 gün oda sıcaklığında bekletilen su kefiri süzülerek mayalarından ayrılır. İstenirse hemen tüketilebilir ya da taze/kuru meyveler, meyve suları, bitki çayları veya baharatlarla 2. fermentasyona alınır.

5- Kefir mayaları tekrar yeniden hazırlanan şekerli suya atılarak işlem devam ettirilir.

NOT: 2. fermentasyon yaparsanız çok değişik tamamen size özel tatlar yaratabilirsiniz. Bu fermentasyon süresini de en çok 2 gün tutmanızı öneririz. Bu konuda tariflere ve daha detaylı bilgilere sitemizden ulaşabilirsiniz.

Su kefir mayası almak isteyenler www.canberk.com.tr temin edebilir

Byadmin

Süt Kefiri Mayalarının Saklanması

Süt kefiri mayalarınızın da şayet uygun koşulları sağlayamazsanız öleceklerini aklınızdan çıkarmamanız gerekir. Ama şartları çok kolaydır.

Süt kefiri mayalarınızı en iyi yine sütün içinde saklayabilirsiniz.

Kısa süreli saklama:
Şayet içemeyeceğiniz kadar çok kefiriniz varsa veya biraz ara vermek isterseniz küçük bir kapta süt veya içme suyu içinde buzdolabında kolaylıkla saklayabilirsiniz. Çıkardığınızda önce az bir miktar süt içinde oda sıcaklığında 24 saat bekletin ve izleyin. Eğer mayalanmada sorun yoksa bir sonrakini daha çok süt ile yapabilirsiniz. Beklettiğiniz süre uzunsa bir kaç gün hep az miktar sütle mayalayıp süzün. Elbette içebilirsiniz. Sütte yavaşta olsa çalışmaya devam ederler ve kısa sürede kendilerini toparlayıp çoğalmaya da başlarlar.

Süt kefiri mayalarınızı buzdolabında kapalı küçük bir kapta suda da bekletebilirsiniz. Hiç çalışmayıp öylece bekleyeceklerdir. Önce içme suyu ile iyice durulamanız gerekir. Suda sütte olduğundan daha kısa süre kalırlar ve aktivasyonları da daha yavaş olur.

Uzun süreli saklama:

Süt kefiri mayalarınızı içme suyuyla duruladıktan sonra kağıt havlu ile kurulayıp ya süt tozunun içinde ya da sadece ağzı kapalı bir buzdolabı poşeti içerisinde derin dondurucuda saklayabilirsiniz. Tekrar kullanmak içinse önce buzdolabında çözülmeye bırakacaksınız daha sonra az bir miktar süte koyarak 24 saat oda sıcaklığında mayalanmaya bırakıcaksınız. 3-15 gün her 24 saatte bir mayalama yapmanız gerekecektir. Dondurucuda kaldığı süreye bağlı olarak üç gün içinde veya en geç on beş gün içinde eski kuvvetlerine kavuşacaklardır. İlk üç mayalamayı çok az süt içinde yaparak dökmemizde fayda var. Diğerlerini normal miktarda yaparak tüketebilirsiniz. 15 gün içinde eski metabolizmalarına kavuşarak canlanacak büyüyüp çoğalabilecekler.

Süt kefiri mayalarınızı kurutabilirsiniz. Uzun süreli saklamak için mayaları önce içme suyu ile bir kabın içinde yıkayıp sonra nazikçe kağıt havlu ile kurulayıp yine kağıt havlu içinde havadar bir yerde kurumaya bırakabilirsiniz. Hava koşullarına göre 3-5 gün içinde kuruyup gerçek büyüklüklerinin yarısına ineceklerdir. Renkleri de beyazdan sarımtırak bir turuncu olacaktır. Bir kağıt zarf içinde havadar ve serin bir yerde 6 ay kadar saklanabilirler. Tekrar canlandırmak için önce bir kaç saat soğuk içme suyunda bekletip eski şekillerini almasını sağlayın. Sonra az miktar süt ile 24 saat mayalayıp bekletin. Üç gün az miktar sütü mayalayıp süzün dökün. Üç günden sonra normal miktarda mayalayıp tüketebilirsiniz. 1-2 haftada gerçek kuvvetlerine kavuşur 3 hafta sonrada çoğalmaya başlarlar.

Byadmin

Hz.Muhammed’in İçeceği: Süt Kefiri’nin Hikayesi.

Aslında süt kefiri mayalarının ilk ortaya çıkışı gizemli bir efsane. . Süt kefirinin ilk görüldüğü yer Kuzey Ossetya. Yani Kafkas Dağları. Dilden dile yayılan bir söylenceye göre, Kafkas Dağlarının kuzey eteklerinde yaşayan insanların kuvvetli inanç ve desteğinden etkilenen Peygamberimiz Hazreti Muhammed bu insanlara lütfederek kendine ait mayalardan vermiş ve kefir yapımını öğretmiş. Buna karşılık Kafkas halkları da mayaları yıllarca büyük bir özenle saklayıp, babadan oğula geçen bir korumayla yaşatmışlar ve asla dışarı çıkarmamışlar. Çünkü bölgedeki yaygın inanışa göre şayet kefir mayaları başka ellere geçerse Peygamberimizin itimadı boşa çıkacak ve bu halkların kuvvetleri zayıflayacaktır.

 

Kafkasya’da nesiller boyu inek keçi bazen de koyun sütüyle yapılan kefir genellikle hayvan işkembesine konulup kapının önüne asılırmış. Her eve giriş çıkışlarında ev halkı kefir dolu tulumu çalkalar ve içinden kefir alındıkça süt ilave ederek hiç ara vermeden kefir içerlermiş. Yüzlerce yıl Kafkas halklarınca saklanan bu içeceğin şifa veren özellikleri ne kadar gizlenirse gizlensin zaman içinde dilden dile yayılmış.

Marco Polo’nun Doğu’ya yaptığı ziyaretleri anlatan günlüklerinde hastaları iyileştiren enerji veren sihirli bir iksir olarak tarif edilen kefir Kafkasya’da ancak 19.yüzyılın sonuna kadar saklı kalmış.

Kefir’in tüberkülozun, bağırsak ve mide hastalıklarının tedavisinde çığır açması Rus doktorların dikkatini çekmiş ve ilk bilimsel araştırmalar Rus Doktorlarca yapılmıştır. Rus Doktorlar Birliği 1900’lü yılların başında Kefir mayalarının ne pahasına olursa olsun ele geçirilerek Rusya’ya getirilmesi kararını almış.

Bundan sonraki olaylar ise casus romanlarına taş çıkaracak cinsten. Rus Sağlık Bakanlığınca görevlendirilen Blandov kardeşler genç ve güzel İrina Sakharova ile anlaşırlar. İrina kefir mayalarına sahip Kafkas bir Bey olan Mirza Barchorov ile ilişki kurar ve kendine aşık eder. İrina Mirza Bey’den güzellik ve gençlik kaynağı olan kefir mayalarından ister ama emeline ulaşamaz. Peygamberinin emanetini aşkı da olsa bir yabancıya vermeyen Mirza Bey yine de İrina’dan vaz geçmez ve onu kaçırtır. Fakat İrina Mirza Bey’in elinden adamları sayesinde kurtulur ve zorla evlenmeye zorlandığı için Çar’a şikayet eder. Çar’ın kararı ile Mirza Bey mayalardan bir fincan İrina’ya vermeye zorlanır. Bu hikayenin doğruluğu 1973 yılına ait bir beratta gizlidir. Rus Sağlık Bakanlığı bu tarihte İrina Sakharova’ya böyle bir içeceği Rus Halkına armağan ettiği için özel bir teşekkür mektubu yazmıştır.

İrina sayesinde Rusya’ya gelen kefirler hemen yayılır ve en çok tüketilen içecek halini alır. İkinci Dünya Savaşı sırasında da Alman askerlerle Almanya’ya getirilen mayalar eczanelerde ve o dönem için oldukça yüksek fiyatlara satılır.

Böylece Dünya’ya açılan kefir mayalarının tümünün İrina’nın bir fincan mayasından üretildiği söylenmektedir.

Byadmin

Sağlık İksiri KEFİR

Kefir Türkçe bir kelimedir. Kökeni keyf, yani haz, keyif, kendi iyi hissetmektir. Bazı kaynaklara göre 2000 bazılarına göre 5000 yıldır bilinen sütün fermente haline denir. Kafkas dağlarında bulunup önce Rusya’ya oradan da tüm Dünya’ya yayılmıştır. Özellikle Avrupa ‘da Hazreti Muhammed’in Mayası, Muhammed Peygamberin İçeceği olarak da adlandırılır. Bununla ilgili destansı bilgiyi “Kefir’in Tarihçesi” yazımızda okuyabilirsiniz.

Kefir, oda sıcaklığındaki sütün kefir mayaları kullanılarak 1-3 gün fermente edilmesiyle ortaya çıkan bir içecektir. Yoğurdun daha akışkan haline benzer, tadı ekşimtırak, kokusu hoştur. Soğuk içilir ve içene ferahlık hissi verir. Yaz kış tüketilebilir.

Kefir mayaları sütün içindeki şekerle beslenerek sütü fermente ettiği için laktoz alerjisi olanlarca dahi güvenle tüketilebilir.

İçindeki faydalı bakteri ve mantarlar tarafından önceden sindirildiği için hazmı kolaylaşan süt, kefir haliyle bebek ve yaşlılarca da güvenle hiçbir rahatsızlık yaratmadan içilebilir.

Eşsiz bakteri ve mantar popülasyonuyla vücuttaki zararlı bakteri ve mantarlarla mücadele eden kefir, bağırsak florasını yenileyip insan sağlığına önemli katkılarda bulunmaktadır. Bu konu ile ilgili detaylı bilgiyi, “Kefirle ilgili sıkça sorulan sorular” başlıklı yazımızda bulabilirsiniz.

Gerçek kefir yani probiyotik özelliği kesilmemiş kefir ancak ve ancak doğal kefir mayaları ile geleneksel metotla üretilebilmektedir. Ticari olarak raflarda yer alan kefirler maalesef geleneksel kefirden çok farklıdır. Bu konuda aydınlatıcı bilgi için ticari kefir ev yapımı kefir karşılaştırmamıza bakabilirsiniz.

Kefir mayaları tekrar tekrar kullanılabilen, sarımtırak rengi ve karnabahar çiçeklerine benzeyen görüntüsüyle eşsizdir. İyi baktığınız takdirde hayat boyu size harika bir içecek sağlayan bu mayalar aynı zamanda çoğalır ve gelişir.

Tarih boyunca bolca tüketilen bu güzel içecek pek çok hastalığın tedavi ve önlenmesinde modern tıbba yardımcıdır. Yapımı öyle kolaydır ki çocuklar bile yapabilir. Yoğurt gibi tuttu, tutmadı, ekşi oldu, sulu oldu, derdi yoktur.

Kefir mayaları defalarca kullanılabildiğinden oldukça da ekonomiktir. Öldürmezseniz ömür boyu kullanabilirsiniz. Kefir yapımını konuyla ilgili yazımızda bulabilirsiniz.

Byadmin

Süt kefiri hakkında en çok merak edilenler

Süt Kefiri neden sağlıklıdır?

Tarih boyunca bolca tüketilen bu güzel içecek pek çok hastalığın tedavi ve önlenmesinde modern tıbba yardımcıdır. İçinde pek çok değerli enzim, kolayca sindirilebilen protein, vitamin ve mineraller barındırır.

Laktoz alerjisi olanlarca bile kolayca tüketilebilir. Kefirin içindeki bakteri ve mantarlar süt şekeri olan laktozu sindiren laktaz enzimi üretir. Böylece sütün içindeki laktoz, şekerin daha basit formlarına dönüşerek hem kendi kolay sindirilebilen bir besine dönüşür hem de içindeki ekstra enzimlerle sindirimi kolaylaştıran bir gıda halini alır. Haliyle ek gıdaya yeni başlayan bebekler ve yaşlılar için ideal bir protein ve kalsiyum deposudur.

Kefir sağlıklıdır çünkü simbiyotik yani hem probiyotik hem de prebiyotik bir gıdadır. Vücudunuza milyonlarca faydalı bakteri ve mantar sağlar. Gizli organ da denilen vücudumuzdaki bakteri florası bizim sadece sindirimimizi düzenlemez. Aldığımız besinlerdeki vitamin ve mineralleri sentezlememize ve bağışıklık sistemimizin güçlenmesine de yardımcı olur. Bu dost bakteri ve mantarla vücudumuzun zararlı virüs, mantar ve bakterilerle savaş kabiliyeti artar.

Son yıllarda yapılan bazı çalışmalara göre süt kefiri antimutajendir. Kanseri önleyen gıdalar arasında adı geçer. Serbest radikallerin yönetimini sağlar. İçindeki B Vitaminleri ve folik asit fermentasyon süresi arttıkça artar. Hatta bazı kişiler mayaları süzdükten sonra bir gün daha bekleterek tüketmeyi bu yüzden daha fazla tercih eder.

Kan basıncını ve kolesterolü düşürür. İçinde bulunan faydalı mantar kolonileri mantar hastalığının tedavisinde yardımcıdır. Sadece aktif ülser yarası olanlarca dikkatle tüketilmesi gerekir, bunun dışında hemen hemen herkes tarafından kolaylıkla içilebilir.

Sonuçta kefir her derde deva bir ölümsüzlük iksiri değildir ama hazmı kolaylaştırdığı, sindirim sistemi hastalıklarını önlediği, mide ve kolon kanseri riskini azalttığı, grip nezle ve reflüye iyi geldiği bilinmektedir.

Neden geleneksel metotla yapılmış kefiri, hazır kefire tercih etmeliyiz?

Gerçek kefir yani probiyotik özelliği kesilmemiş kefir ancak ve ancak doğal kefir mayaları ile geleneksel metotla üretilebilmektedir. Ticari olarak raflarda yer alan kefirler maalesef geleneksel kefirden çok farklıdır.

Ticari olarak raflarda boy gösteren kefirlerde, tat ve dokusunu standartlaştırmak, raf ömrünü ve istikrarını sağlamak, üretim zorluklarını ortadan kaldırmak için toz kefir mayası kullanılmakta, canlı kefir mayası ile yapılmamaktadır.  Elbette büyük miktarlarda üretim yapan ve ticari kaygı taşıyan büyük işletmelerce canlı kefir mayalarının korunup yaşatılması oldukça zahmetli ve güçtür. Bu toz mayalar genellikle 7 ila 9 zincir probiyotik bakteri ve mantar varken ev yapımı kefirde 50 den fazla zincir mevcuttur. Yani geleneksel kefir ticari kefire oranla 7 kat daha fazla probiyotik yoğunluğa sahiptir.

Bir neden de geleneksel metotla yapılan kefirin marketlerde nispeten daha uzun süre bekleyen kefirlere oranla daha taze olmasıdır. Bu da probiyotik olarak yine daha zengin olduğu anlamına gelir, çünkü bazı bakteri ve mayalar belli süreler içinde zayıflar hatta yok olabilir.

Neden probiyotik takviyeler yerine kefir içmeliyiz?

Fermente tüm süt ürünlerine özellikle kefire fonksiyonel gıda ürünü denmektedir, çünkü içinde çok çeşitli enzimler, amino asitler, vitamin ve mineraller, milyonlarca aktif bakteri ve mantar vardır. Oysa probiyotik destek paketlerinde sadece seçilmiş bir veya birkaç çeşit kuvvetli bakteri bulunur. Üstelik mümkün olduğunca tam ve işlenmemiş ürün tüketmek insan vücudu açısından daha faydalıdır.

Byadmin

Süt Kefiri hakkında en sık sorulan sorular

1-      Süt Kefir nedir?

Süt Kefiri sütün süt kefiri mayaları ile fermente edilmesiyle elde edilen hafif ekşi, sulu yoğurt kıvamında, hem probiyotik hem prebiyotik oldukça sağlıklı, lezzetli bir içecektir.

2-      Hem süt kefirini hem de su kefirini duyuyorum, ikisi aynı içecek mi?

Hayır. Süt kefirinin ve su kefirinin mayaları tamamen farklıdır. Süt kefiri sütün fermente edilmiş halidir. Su kefiri ise şekerli suyun fermente halidir. İkisi de probiyotik içeceklerdir ama Süt Kefirinde bulunan bakteri ve mantar zincirlerinin çeşitliliği su kefirine oranla biraz daha fazladır ama su kefirinin içimi çok daha güzeldir. Gazoza benzer, bu arada su kefirindeki zincir sayısının yoğurda oranla daha fazla olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim

3-      Süt kefiri yapmak için illa mayalarından mı edinmek gerekli? Tek veya çok kullanımlık poşet şeklinde toz mayalarda varmış.

Hem, yoğurt hem de kefir için bu toz şeklinde mayalar mevcut, fakat bu mayalar canlı değiller, içlerinde sadece laboratuvar ortamında seçilen ve üretilen kuvvetli birkaç tane bakteri ve mantar mevcut. Yani beklediğiniz oranda probiyotik faydayı sağlamazlar. Üstelik ya tek kullanımlıktırlar ya da birkaç kullanım sonrasında bozulurlar. Oysa canlı mayaları öldürmediğiniz takdirde ömür boyu kullanabilirsiniz. Bu yüzden ilk başta daha pahalı olmasına rağmen uzun vadede hem daha ekonomiktirler hem de çok daha fazla sağlıklı.

4-      Süt Kefirini neden evde yapayım markette satılıyor?

Markette satılan yoğurtlar da kefirler de faydalı bakteri yönünden ölüdürler. Kim market raflarında, çalışan, gaz çıkışı yapan, patlayan, köpüren, ekşiyen kefirler satmak ister ki. Bu yüzden pastörize ederler probiyotikliğini keseler. Sizde sadece kendinizi kandırırsınız.

5-      Süt kefiri gluten içerir mi?

Hayır içermez. Süt alerjisi olanlarca bile gayet iyi tolere edilebilir.

6-      Süt Kefirini evde yapmak zor mu?

Kesinlikle hayır. Mayalı yiyecekler arasında yapımı en kolay ürün Süt Kefirdir. Oda sıcaklığında süte mayalar atılır ve 12-48 saat içinde lezzetli, sağlıklı içeceğiniz hazırdır.

7-      Süt Kefiri mayalarımı süte ilave ettim ve sanki hiçbir değişiklik olmadı mayalanıp mayalanmadığını nasıl anlarım?

Süt Kefirinin tüm mayalı yiyeceklerde olduğu gibi tipik yoğurt vari kokusu olur. Süt kalınlaşır ama yine de akışkandır. Ayrandan koyu ama yoğurttan daha suludur. Ekşimtrak bir tadı vardır. Eğer hiç içmediyseniz bir kez marketten veya bir tanıdığınızdan alarak tadına bakın. Bu şekilde kendi yaptığınızın tadını kıyaslayabilirsiniz. Bu arada kokusu tadı hoşunuza gitmeyen hiçbir yiyeceği tüketmeyin. Unutmayın ki en iyi laboratuvar burnunuzdur.

8-      Süt Kefirim tutmadı. Bozuldu gibi acaba nerede yanlış yapmış olabilirim?

Sütünüzü mayaladığınız ortam ne çok soğuk ne de çok sıcak olmalı. İdeal sıcaklık 21-25 derece arası olmakla birlikte mayalar 18-30 derece arasında çok güzel çalışır. Şayet mayalarınızı sütü buzdolabından çıkarır çıkarmaz attıysanız mayalanması gecikebilir.

9-      Hangi sütleri kefir için kullanabilirim?

Sütünüz UHT olmamalı. Pastörize günlük süt ya da kendinizin kaynattığı mandıra sütleri olabilir. UHT sütler çok fazla steril sütlerdir. İçinde mayaların faydalanabileceği hiçbir şey kalmamıştır. Bu yüzden mayalarınız çalışmaz. Bir düşünün mayalar bile yiyecek bir şey bulamazken bize bu sütlerin ne faydası olabilir?

10-   Buzdolabından çıkardıktan sonra sütü biraz mikro dalgada ılıttım, her şey aynı olduğu halde kefirim bu sefer olmadı, neden acaba?

Mikro dalga sütün moleküllerini bozuyor ve mayalanma gerçekleşmiyor.

11-   Sütün oda sıcaklığına gelmesini bekleyemedim, ocakta ısıttım mayaları da içine attım. Beklettim fakat süt bozuldu kefir olmadı?

Muhtemelen mayalarınızı öldürdünüz. Kefir mayaları soğukta uyur, çalışmayı keser ama sonra tekrar canlanır, fakat siz sıcak süte atarsanız çok büyük bir ihtimalle ölürler.

12-   Süt Kefirimi yaptım fakat dibe kalın tortusu çöktü, üste suyu ayrıştı, homojen olmadı. Neden?

Şayet uzun süre mayalanmışsa veya ortam sıcaklığı yüksekse bu şekilde ayrışma olabilir. Eğer yaz aylarındaysak ve sıcaklık yüksekse, evinizin en az güneş alan ve nispeten serin yerlerini tercih edin. Ayrıca kefir 12-48 saat arasında hazır olur ama sıcaklık arttıkça süre azalır. Kontrolünüzü sıcak günlerde sıklaştırın. Fazla mayalanan kefiri karıştırıp içebilirsiniz sadece tadı biraz daha ekşidir o kadar. Bu arada süzgeçten geçirmeniz zor olursa mayaları elinizle toplayıp çıkarmanız gerekecektir.

13-   Süt kefirini 48 saatten fazla bekletmenin ne gibi bir sakıncası var ki?

Mayalarınızı açlıktan öldürebilirsiniz.

14-   Evim çok soğuk, kefirimi nasıl mayalayabilirim.

Kefir mayalarınız soğuktada çalışır ama mayalanma süresi uzar. Siz daha kısa sürede mayalamak isterseniz kavanozun dışına havlu sarabilirsiniz, fırınınızın içine koyup yanına da bir cezve sıcak su koyabilirsiniz. Tezgahın üstüne direk mermere değil de ekmek tahtasının veya bir nihalenin üstüne koyabilirsiniz.

15-   Kefir mayalarını her partiden sonra yıkamalı mıyım?

Kesinlikle hayır. Kefir mayalarınızı zorunlu olmadıkça yıkamayın strese giriyorlar. Yıkamak içinde asla çeşme suyu kullanmayın ya filtre edilmiş su ya da damacana içme suyu kullanın, çünkü kontamine edebilirsiniz. Düşünün çeşme suları mayalara zarar veriyorken bize neler yapıyor?

16-   Süt Kefirini mayalarken karıştırmak gerekir mi?

Hayır karıştırmanıza gerek yok.

17-   Mayaları neyle süzmeliyim?

Plastik basit bir süzgeç işinizi görecektir. Önemli olan metal kaşık, süzgeç, kap vs kullanmayın. Cam veya plastik olur. Süzgeç sadece kefir yapmak için kullanılsın başka bir şey için kullanmayın bir de cam kavanozunuz olsun yeterli.

18-   Ben kefir mayalarını buzdolabında saklasam haftada bir kez çıkarıp kefir yapsam sonra tekrar buzdolabına koysam olmaz mı?

Olmaz. Bunlar canlı doğal ortamı da +4 derece değil. Siz onları bu şekilde mutlu edemezsiniz, mutlu olmazlarsa da çalışmazlar. Mayalarınızı bir süre kullanmayacaksanız buzdolabında uyutabilirsiniz. Unutmayın buzdolabında da çok az çalışmaya devam ederler bu yüzden sonsuza kadar saklayamazsınız.

19-   Kefir mayalarımı iyi süzemedim ve galiba birkaç tanesini yuttum. Sorun olur mu?

Tam tersine arada bir probiyotik takviye için fazla olan kefir mayalarınızı yiyebilirsiniz. Özellikle mevsim geçişlerinde hastalanmamak için ya da antibiyotik tedavileri sırasında bu tür takviyeler size çok faydalı olacaktır.

20-   Kefiri sadece içerek mi tüketeceğiz, başka şeylerde kullanamaz mıyız?

Yoğurt gibi kefiri de pek çok şekilde kullanabilirsiniz. Çorbalarda, cacık, çılbır ya da hamur işlerinde. Süzerek ya da sarımsakla çeşnilendirerek. Bu konudaki tariflerimizden ve hayal gücünüzden faydalanabilirsiniz. Bu arada yurtdışında meyve bal ve reçellerle tatlandırarak çeşitli içecekler yapıyorlar belki öylede deneyebilirsiniz.

21- Internetten tanıştığım biri bana kefir mayası vermeyi önerdi sizce alabilir miyim?

Mayalardaki zincirler mayanız kuvvetli sağlamsa genellikle dışardan bulaşmalara karşı korunur. Tıpkı bağışıklık sisteminiz kuvvetli ise az hastalanacağınız gibi. Fakat mayalar zayıf iyi bakılmamışsa çok çabuk kontamine olabilirler. Bu sebeple kaynağı bilinen, garantili, iyi sütlerle beslenmiş mayaları tercih etmeniz daha iyi olacaktır.

22- Mayalarımı uzun süre beslemeden buzdolabında ağzı kapalı bir ortamda tuttum. Açtığımda biraz görüntüsü bozulmuş gibiydi atmalı mıyım?

Uzun süre beslenmeden kapalı bir ortamda tutulan mayalarınız iyice zayıflamış, zinciri bozulmuş ya da değişime uğramış olabilirler. En iyisi siz onları atıp yeni mayalar edinin.

Byadmin

İyi Kültürlenmiş Süt Kefiri Yapmanın Sırları

Aslında iyi bir süt kefiri yapmanın öyle madde madde sırları yok. Tamamı yukarıdaki fotoğrafta gizli.  Şöyle dikkatle incelersek aslında başarı detaylarda;

–          Süt kefiri mutfak tezgahında : Evet fotoğrafta da gördüğünüz gibi kefir oda sıcaklığında mayalanıyor ama mermere temas etmeden. Ben kavanozun altına bir mutfak bezi koydum. Kavanozun dibi ile üst kısmı aynı sıcaklıkta olabilsin diye. Eğer eviniz serinse birde mermerin üstünde kalırsa alt kısmındaki süt iyice soğur, tat farkı yoğunluk farkı oluşur. Oysa küçük bir bez ısı farkını eşitler. Yaz günlerinde veya eviniz sıcaksa bu detaya lüzum kalmayacaktır.

–          Kefirim tezgahta ama yakınında başka mayalanmış yiyecek yok: Tüm fermente ürünler mutfakta olsalar bile aralarında en az 4 adım mesafe olmalı. Yoksa birbirlerinden bakteri mantar kaçışı olur. Mayalarınızın saflığı bozulur. Buna dikkat etmeyi unutan Annemin süt kefiri geçen sene yoğurt gibi olmuştu. Aynı yoğurt tadında ve kıvamındaydı, yani zinciri tamamen bozulmuştu. Siz siz olun ekşi mayanızla yoğurdunuzu, yoğurdunuzla kefirinizi yan yana tutmayın. Yoksa hibrit ürünleriniz olur.

–          Kefirim cam kavanozda: Cam sağlıktır. Her zaman gıda ürünlerinde en çok camı tercih ediyorum. Mayalı ürünler metalde olmaz, bozulur. Cam ve plastik kullanılabilir ama ben kesinlikle camı tercih ediyorum. Kaşık olarak da plastik ya da tahta olanları kullanmanız gerekli. Birde bunları zaman zaman steril etmeniz iyi olur. Ben kefirde kullandığım kaşığı yoğurtta kullanmam. Turşu çıkarırken de başka bir kaşık kullanırım. Bunları da zaman zaman su dolu bir tencere içinde kaynatır, temizlerim. Tüm gıda ürünlerinde olduğu gibi fermente ürünlerde de hijyen şart. Yoksa, mayalarınız bozulur, ürünleriniz kontamine olur. Özenli olmak lazım.

–          Kefirimin ağzı bir bezle kapalı : Kavanozun kapağını kapatmıyorum, çünkü mayalarım için hava şart. Havasız ortamda farklı bakteri popülasyonu gelişir ki bunu istemiyoruz. Ağzı açık kalırsa da kolayca dışardan istenmeyen toz kir bulaşabilir. Bu yüzden ağzını temiz bir bezle kapatıp bir de lastikle sabitliyoruz. Ben kızımın lastik tokalarını kullanıyorum, bez olarak da çay peçetelerini. Siz de kendi mutfağınızdan farklı çözümler bulabilirsiniz. Burada önemli olan pamuklu, nefes alan temiz bir bez olması.

Süt kefiri yaparken bütüm dikkat edeceğiniz püf noktaları işte bu kadar.  Her zaman söylediğim gibi kefiri çocuklar bile kolayca yapabilir. İhtiyacınız olan tek şey 2 günde bir sadece 15 dakika.

Afiyet olsun.

Byadmin

Kurutulmuş Süt Kefiri Danelerinin Aktifleştirilmesi

1- Teslim aldığınız  süt kefiri danelerini son kullanım tarihine kadar buzdolabında muhafaza edebilirsiniz.  Sokak sütü kullanacaksanız  mutlaka pastörize yapın. Uht süt kullanmayın. Süt olarak inek, keçi ve koyun sütleri kullanılabilir. Hatta soya sütü ve Hindistan cevizi sütü ile de kefir mayalanabilmektedir. Fakat bu sütlerle mayalamadan önce ilave maya ayrılmalıdır, çünkü soya sütü ile veya Hindistan cevizi sütü ile kefir mayalarınız zarar görebilir. Güçsüz mayalar sağlığınıza zarar verebilir kullanmayın.

4-   Kefiriniz en güzel cam  kapta mayalanır. Kabınızı mayalamadan önce  iyice yıkayın.

5- Kurutulmuş süt kefirlerinizi ilk önce bir çay bardağı soğuk su içerisinde 1 saat kadar bekletin. Kullanacağınız su mutlaka klorsuz, damacana su olmalıdır. Klor kefir mayalarınıza zarar verebilir.

6-  Mayalanacak süt oda sıcaklığında olmalıdır. Buzdolabından çıkarttığınız soğuk süt ile de mayalayabilirisiniz. Asla sıcak süt ile mayalamayın.

7-  1 saat suda bekleyen hafifçe şişen kefir mayalarınızı plastik bir süzgeç yardımıyla süzün ve 1 çay bardağı oda sıcaklığındaki pastörize sütün içine koyun. Bardağının ağzını bez ile kapatıp lastikle sabitleyin. Ilık bir ortamda, direk güneş ışığı almayan yerde, oda sıcaklığında 24 saat mayalanmaya bırakın.

8- 24 saat sonunda kefir mayalarınızı plastik süzgeç ile  süzün.  Kefir mayalarını  tekrar 1 çay bardağı oda ısısındaki süte koyup bir 24 saat daha bekletin. Süzdüğünüz kefir  tam mayalanmamış olacağından atın.

9- 24 saat sonunda (2. Günün sonunda) kefir mayalarınızı plastik süzgeç ile tekrar süzün süzdüğünüz kefiri tekrar dökün. Bu aşamada mayaladığınız  süt ayran kıvamına dönmüş olmalıdır.

10- 3. Gün artık kefir tanelerinizi yarım litre süt ile kavanozda mayalayabilirsiniz. 24-48 saat mayalandırdığınız kefiri plastik süzgeç ile süzdükten sonra içmeye başlayabilirsiniz.

11- Kefirleriniz kısa sürede güçlenecek ve ortam sıcaklığına göre 24-48 saat arasında sütünüzü sürekli mayalayacaktır. Üç beş mayalamadan sonra mayalarınız iyice güçlenip irileşecektir. Bundan sonra mayalayacağınız sütü  1-1,5 lt ye çıkarabilirsiniz.  Kefirleriniz ortamını sevip düzenli olarak – mayalandığında hızla çoğalmaya başlayacaktır. En geç 48 saatte bir mayalarınızı yeni bir kavanoz içinde süte koymanız açlık çekip bozulmamaları açısından önemlidir. Kefir danelerini süzmek uygun delik açıklığı olan plastik süzgeç kullanın. Kefiriniz fazla mayalanarak katı bir hal alırsa süzgeçten geçmeyebilir. Bu gibi durumlarda kefir danelerini el yordamıyla bulabilirsiniz. Eğer kefir yapımına ara vermek isterseniz, kefir danelerini sütün veya temiz klorsuz suyun içerisine koyarak buzdolabında (+4 derece) en az 10 gün bozulmadan saklayabilirsiniz. Doğal mayalar hakkında kapsamlı bilgi almak isterseniz www.dogalmaya.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Afiyet Olsun.